son dönemlerde türkiye solu'nun kimi çevrelerinde- sdp, ödp, emep ve diğer sosyalist dergi çevreleri-, kürt hareketi içerisinde, liberal demokrat çevreler arasında, alevi siyasetinin kimi kesimleri içinde, feminist hareketler ve hatta muhafazakar liberal denilebilecek kitleler içerisinde başlayan bir önermedir. henüz yerellere kadar inmemiş ve açıklamalar çerçevesinde kalmıştır.
buna göre türkiye 2 kutba ayrılmıştır. bu iki kutbun dışında kalan tüm ezilenler, toplumsal muhalefet odakları ve demokratlar bir araya gelmeli ve türkiye'nin ana iki sorununu ele alarak- kürt sorunu ve laiklik- toplumsal muhalefeti örgütleyerek demokratik bir muhalefetin sesini yükseltecek. her farklı siyasi yapının kendi alt siyasal işlevlerinin devam edeceği fakat ortak bir örgütsel yapı içerisinde acil demokratik sorunların çözümüne dayanan bir siyasetin işlev göreceği söylenegeliyor. öyle ki; bu parti sınıfsal açıdan bakıldığında işçi, köylü, memur, kentli-kırsal küçük üretici ve hatta orta burjuvazinin temel demokratik istekleri üzerinden kurulacak bir platform olarak görülmekte. türkiye'deki merkez-çevre paradigmasının ve temel çelişkisinden doğan acil sorunların ve halkı bölen, krizlerden krizlere sokan sistemin alt edilmesi ancak bu tarz bir siyasetle aşılacağı söylenmekte.
tarihsel açıdan baktığımızda bu tarz bir birliktelik türliye'de ilk değil. 90'lı yıllarda tartışan türkiye solu'nun farklı renkleri, kendi siyasetlerini bitirmeme sözü vererek örgütsel açıdan ödp çatısı içinde birleşmişlerdi. şimdi bu farklı siyasetlerin aynı çatı altında, aynı hedef ve düşmana karşı birlikteliği genişlemekte. tıpkı italya'daki zeytin ağacı ittifakı ya da gene italya'daki gökkuşağı projesine benzeyen bir hareketin örülmesi amaçlanıyor.
türkiye solu açısından, hadi bu kesimleri kırmayalım türkiye sosyalistleri açısından diyelim, ciddi sorunlar teşkil edecek bir denemedir; çatı partisi. siyasal aktivitelerin bitirilmemesi ileriye doğru, ucu açık bir birleşme görüntüsü vermeyi amaçlıyor. yani taraflar birbirlerini beğenirlerse bu birliktelik devam edecek, beğenmezlerse herkes kendi yoluna! tabi işin kafa karıştırıcı noktası bu değil. sadece bu kısmı etik değerlerle uyuşmamaktadır. ama siyaset bu diyip şimdilik es geçelim. fakat türkiye sosyalistleri açısından önemli bir sorun arz eden birlik konusu ciddi sıkıntılar doğuruyor. birlik adı altında ilkesiz, çok renkli ama her kafadan bir ses çıkartan, pusulası şaşırmış, sınıf siyaseti ve devrim hedefinden uzak bir siyaset izlenmesi isteniyor sosyalistlerin. devrimci söylemin terk edilmesi, siyasetin arka plana itilmesi isteniyor. üstüne üstelik somut durum analizinde liberal tezlere tav olması bekleniyor. türkiye solu'nun sosyalizan unsurları bu birliktelik konusunda konuyu derinleştirmeli. sınıftan şaşanları acilen sınıf siyasetine geri döndürmeli. meselenin temel çelişkisinin emek ve sermaye olduğunu hatırlatılmasını ve acil demokratik söylemlerin emek açısından değerlendirilmesi gerekiyor. kuşkusuz bu proje içinde yer alanlar bu söylemleri biliyor ama pratik politika da bunu hayata geçirmek epeyce farklı.
siyaset yapmak aynı zamanda güç aktarma ve güç toplama işi. bu gücü biriktirmek yerine başka bir kaynağa aktarmak siyaseti bitirmek anlamına geliyor. bugün bu renkli proje başka coğrafyalarda- italya gibi- iflas etmiştir! köklü hareketlerin sonunu getirmiştir. eğer yapılmak istenilen şey demokrasi söylemi arkasında sermaye sınıfıyla işbirliği yapmak ise türkiye solu bu hedeften uzunca bir süre önce vazgeçti. bunu hatırlatmakta fayda var.
bugün yapılması gereken şey aslında basit. hedef seçmek ve ona yüklenmek. bir hedefi belirtmek bu yazının dışında bir konu. ama ne yapmalı sorusu yerine ne yapmamalı sorusunun cevabını da az çok verdik. acilen bu liberal eğilimler tasfiye edilmelidir. hatta tasfiye etmenin önünde 3.cephenin düzen içi bir cepheye- ki bu akp gibi gözüküyor şu an- eklemlenmesini engellemektir. siyasetteki boşluğu doldurabilecek bir 3.cephe anti-emperyalist, aydınlanmacı bir emekçi hareketinden geçiyor. acil sorunların belirleniminde liberal eğilimler yerine türkiye solu kendi sesini daha dik bir biçimde haykırmalı. bunun için örgütsel bir birliktelik yerine bir söylem birlikteliği bile şu andaki güçsüz halin yerine daha güçlü bir hal yaratacaktır. bundan kimsenin şüphesi olmasın.