emek hırsızı uber

entry12 galeri
    0.
  1. kimse kusura bakmasın uber candır. mafya yapılı taksiciliğe rakip olarak gelen en ciddi oluşumdur.

    söylenilenlerin aksine kalitenin artması taviz vererek olmaz; rekabet edilecek firma sayısına, rekabet gücüne ve fiyatlandırma politikasına bağlıdır. örneğin; eskiden turkcell'in fiyatlandırmasını hatırlayanlar iyi bilir. fahiş fiyatlar koyuyordu. peki sonra ne oldu? diğer operatörlerin sayısının artması, popülerleşmesi ve kampanyalarının artmasıyla deli gibi kan kaybedince fiyatlar gitgide indi. belki yine pahalı ama diğer operatörler ile uçurum yok arasında.

    şimdi dönüp bakalım taksilere. bu arada en baştan söyleyeyim bu mağdur taksici edebiyatını yapanlar da taksicilerden daha çok plaka sahibi zenginler. doymadılar milleti sömüre sömüre. yıllardır ağlayarak prim yapıyorlar fetö gibi.

    ee taksiciler kendilerine rakip olmadığı zamanlarda kafalarına göre at koşturup fiyatlandırma yapıyorlardı. müşteri beğenmeme huyları hala var.

    daha birkaç hafta önce 'hamile eşini kısa mesafe diyerek almayan taksi durağı' haberi döndü. ki çok var. istanbul'da kısa mesafe gitmek için yalvarsanız da götürmüyorlar.

    yolu uzatarak giden taksicileri anlatmaya gerek var mı?

    uber için vergi kaçırıyor diyerek baskı kurmaya çalıştılar ama yemedi. çatır çatır vergi ödüyor adamlar. asıl taksicilerin o torpido gözlerindeki makbuz koçanlarını hiç dolu göreniniz oldu mu? hele bir de binerken makbuz isteyeceğinizi söyleyin, taksimetre fiyatından 50 kuruş bile düşüyor mu göreceksiniz.

    pis araçları anlatayım mı? oturduğum koltukta sakız varmış, öylece oturdum bundan 3-4 yıl kadar önce. inerken fark ettiğimde iş işten geçmişti. taksiciye neden dikkat etmiyorsunuz aracınıza diye çıkıştığımda "bana mı sordun binerken, bakaydın" demesini mi anlatayım?

    "aç şu navigasyonu da nereye gidiyormuşsun görelim" diyerek beni elimde telefonumla 40 dk kitleyen taksiciyi mi savunayım?

    daha dünya kadar madde sıralarım da ruhum daralıyor anlattıkça.

    şimdi uber'e dönüp bakıyorsun. ne kadar ödeyeceğini bilerek biniyorsun. seni en yakın güzergahtan götürüyor. alternatif aramaya çalışmıyor.

    kısa mesafe de olsa uzun mesafe de olsa götürüyor. hiç sızlanmadan, şikayet bile etmeden.

    ukalalık yapan, üff püff yapan dangalak bir şoför yok. adam takım elbiseli, gayet şık geliyor. kapını açıyor. seni özel hissettiriyor. belli ki bu işe ihtiyacı var ve işini severek ve hakkını vererek yapıyor. çünkü senin ona vereceğin puan doğrultusunda para kazanıyor ve devamlılığı artıyor. bunu bildiği için de dikkatli davranıyor. ama taksici sigara içiyor. içi leş gibi kokuyor. bir de laf yiyorsun serzenişte bulunursan.

    seni 3 yaşını geçmemiş vip araçlarla götürüyor. bey, hanım veya efendim diyerek konuşuyor.

    her şeyden ve her şeyden öte uber ve taksi arasındaki fiyatlara bakarsak; 30 km'den sonra uber çok daha ucuz, 10-20 km arası taksi 5 lira daha ekonomik, 0-10 km arası ise taksi 10 lira ucuza geliyor. tabi taksilerde dur-kalk veya trafikte beklemek de para yazdığından dolayı eğer ki bu km'ler için trafik sıkışıklığı varsa aynı fiyata geliyor. 5 lira için allaha emanet gitmektense uber'i tercih etmek de doğal bir seçim tabi.

    e şimdi bütün bunları bildikten sonra paramla rezil olacağımı bilerek taksiye mi binerim; yoksa uber'i mi tercih ederim?

    sizce düşünmeye gerek var mı?
    10 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük