küf kokuyor her yanım... bir sandalyeye bile yaslayamıyorum sırtımı, kemiklerim kırılacak sanki yaslansam... ruhumu ayakta tutan bedenim nazardan kırılıveren bir bardak gibi dökülüverecek yere, rahatlamak için daha çok kıracak birileri... bir faraş ve bir çalı süpürge ile yalnız bir kadın süpürüp çöpe atacak kalanımı... küf kokuyor her yanım... mantar bağlamış hayatım... dokunsan hasta ederim belki seni... dokunsan hiçbir dezenfektanın temizleyemeyeceği izler bırakırım ellerinde kim bilir??? mideni bulandırır hiç kimseliğim... başını döndürür korkularım... devletten değil benim dokunulmazlığım ,kaderimden yalnızca... ve küf kokuyor her yanım... unutulduğum için değil bir türlü hatırlanmadığım için belli...bir sandalyede iki büklüm oturuyorum vücudum öne eğik... dik durmam için etten duvar örülmüş olmalıydı bir yerlerde, ne yazık ki geç kaldım bugüne...bir oyun oynamıştım hayatla ve Tanrı bağırıyor şimdi; çürük yumurta, çürük yumurtaa..ve mızıkçılık ettim diye dogmalara, kel kaldım aşka...fasulyeden yaşıyorum işte!!!