oscar ödülleri

entry14 galeri video1
    13.
  1. Yok efendim, kız bakmış da bakmış da "aaa bu heykelcik Oscar amcama ne kadar benziyor" demiş, ödülün adı o gün bugün Oscar olmuş falan, hassiktir ya?

    geçelim bu zevzeklikleri!

    Histeriye gelelim...

    Ülkemizde, canım, ülkemizin bütününde değil de basında ve birtakım çevrelerde tabii, bir "Oscar histerisi" yaşanıyor, yaşanmıştır, yaşanacaktır. Magazinciler bayılıyorlar Oscar muhabbetine.

    Günler öncesinden başlıyor, günler sonrasına sarkıyor Oscar patırtısı.

    Sabahın köründe canlı yayınlar, televizyon başında sabahlamalar falan…

    Hamburger şişkosu Amerikan hayranları da bayılıyorlar. Bunu "Nobel gibi bir şey" sanıyorlar.

    Keyifli yanları yok değildir canım, Halle Berry’nin memelerini, Charlize Theron’un kıçını görmek keyiftir elbette.

    Bu ödül, Amerikalılar tarafından Amerikan sinemasına dağıtılan bir ödüller demetidir. Al gülüm ver gülüm, kendi aralarında başlayıp biten bir olay. "En iyi yabancı film" niyetine de bir film seçilir, ve geçilir. O kadar.

    Yani, "babanızın ödülü" değildir. Ananız Amerikalı bir erkek tanıyorsa, onu bilemem.

    iyi filmlere verildiği gibi, kötü filmlere verildiği de çok olmuştur. En hazin yanı da, "önemsiz" kabul edilen dallarda dağıtıma geçildiği zaman, yani dekor, kostüm, makyaj falan, bizim Amerikan çocuklarının bile sıkılıp olaydan kopmaları, televizyon başından kalkıp çişe gitmeleridir.

    Üstelik, en iyi film ödülü ayrı bir esere, en iyi yönetmen ödülü de bambaşka bir adam çokça verilir, ben de bunu anlayamam. Ne yani, en iyi filmin yönetmeninde iş yok mudur, ya da en iyi yönetmenin çektiği film yaramaz mıdır? Bu nasıl ölçüdür?

    Bu ödülleri Amerikan Film Akademisi dağıtır. "Saint-Martin's in the Fields" adında bir müzik akademisi ne kadar varsa, bu akademi de o kadar vardır, yani yoktur.

    Bunlar toplanıp ödül dağıtırlar, başka da bir şey yapmazlar. Bu "akademi", seksen yıl kadar önce, sinemanın yalnızca eğlence değil aynı zamanda "güzel sanatlardan biri olduğunu" kanıtlamak, sinemaya hak ettiği saygın yeri sağlamak için bir avuç sinemacı tarafından kurulmuştur, Douglas Fairbanks, Mary Pickford falan.

    Eğitim falan da vermez. "Ben Amerikan Film Akademisi mezunuyum" diye bir çocuk gelirse yanınıza, kovunuz, yalan söylüyordur.

    Sonuç olarak, bir reklam ve promosyon fırsatıdır. Kazanan filmlerin bilet fiyatlarına zam yapmaya yarar.

    Hani nasıl bizde de "Büyü" filminde yapılan büyü tutuyordu da ikide bir yangın çıkıyordu, filmde oynayan şabalak durup durup kafasını bir yerlere çarpıyordu, onun gibi bir şey.

    Avrupa filmlerine dağıtılan Cannes gibi, Venedik gibi, Berlin gibi şenliklerin ödülleri vardır, bunlar daha saygındır, fakat bunlara da "enteller" takılıyorlar. Halkımız da dandik türk dizilerine takılıyor.

    Örneğin Avoriaz şenliğinde yalnızca korku ve gerilim filmleri değerlendirilir. Altmışlı yıllarda Türk sosyalistleri arasında Karlovy Vary (bildiğiniz Carlsbad) şenliği önem taşırdı, çünkü Çekistan’da yapılıyordu! Diyeceğim, festival de muhtelif, mükafat da muhtelif.

    Bizde bile Antalya var, ve orada yıllardır en boktan filmler "Oscar muamelesi" görmüyor mu? Bizim de bir şenliğimiz olsun, geri kalmayalım diye bu işe kalkıştık, ancak şenlik, "filim artizlerini" kamyona doldurup apukarya maskarası gibi halkın içinde dolaştırma ve Antalya köylüsüne bunların "canlısını" gösterme düzeyinde kaldı.

    Üstelik ödüller de genellikle "solcularla vs diğer kesimlerin" arasındaki sinsi çekişmeyi ve gizli düşmanlıkları yansıttı…
    5 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük