Yönetmenliğini mel Gibson ın yaptığı savaş sahnelerine diyecek olmayan desmond doss un gerçek hikayesinden ilham alan film.
Başrolde Andrew garfield ın oyunculuğu dikkat çekiyor. Bi de sürekli aptal gibi sırıtmasa... karaktere özgü bir sırıtış olsa eyvallah ama bu andrew in bir türlü kurtulamadığı aptal mimiği resmen.
Desmond doss un 50 ila 100 insanı üstelik top ateşi ve düşman tehditi altında iken kurtarması onur madalyası almasına tek sebep değil elbet. Bir sebebi de her ne kadar öyle lanse edilse de gerçek bir vicdani retçi olmaması. Yani silaha dokunmuyorsunuz öldürmüyorsunuz ama yarın başka bir savaşta başka bir yerde birilerini öldürebilmesi için yaralıları kurtarıyorsunuz bir bakıma. Bu sebeple desmond doss gerçek bir savaş kahramanı ve sıhhiye olabilir ama kesinlikle bir vicdani retçi değildir bana göre.
Filmin güzel sahnelerinden birinde desmond bir tüfek ve bıranda ile çekilebilir bir sedye yapıp çavuşu kurtarıyor. Seni gidi mel Gibson seni. Demek silah öldürür ama hayat da kurtarır öyle mi? Ben sahneyi böyle yorumladım.
Amerika ile japonya arasında geçen başka bir muharebeyı konu alan ve olayı japonların gözünden daha çok gösteren Iwo Jima'dan Mektuplar ı seyretmenizi öneririm. Bu iki devlet arasındaki meseleyi ve hangi tarafın daha çok canavar olduğunu anlarsınız.
Yine de benim için kesinlikle izlenmesi gereken bir film.