--spoiler--
"Biz yazarlar olarak bir her zaman öyküleri kovalarız. Fakat aynı zamanda suskunluklar, hakkında konuşamadığımız şeyler; siyasi, kültürel tabular ve kendi sessizliğimizle de ilgiliyizdir. Ben her zaman azınlık hakları konusunu yüksek sesle konuşan ve üzerinde yazı yazan biri oldum, kadın hakları LGBT hakları gibi... Ancak bu konuşmamı hazırlarken; biseksüel olduğumu insanların içinde konuşma cesareti gösteremediğimin farkına vardım. Çünkü karalama, alay, nefret ve damgalamaların peşimden gelmesinden korktum. Fakat kimse durumun karmaşıklığı nedeniyle sessiz kalmamalıdır."
--spoiler--
Karalamadan ve nefretten korkuyormuş kendileri. Murathan mungan eşcinsel bir şair ve bu yıllardır biliniyor.
Kitapları okunuyor, okunduğu gibi çok satanlar listelerinde başı çekiyor, söyleşilere, imza günlerine katılıyor. Ama kimse onun kitaplarını sırf eşcinsel diye almamazlık etmiyor. Yine eşcinsel bir yönetmen olan ferzan özpetek'in filmleri türkiye'nin her yerindeki sinemalarda gösterime giriyor. Kimse bu insanları eşcinsel diye ötekileştirmiyor ya da nefret kusmuyor.
Elif şafak gerek new york times'ta yazdığı yazılar gerek röportajlarında türkiye'yi kötü göstermekten başka ne yaptı acaba bugüne kadar?