scent of a woman

entry151 galeri video5
    138.
  1. al pacino'nun, oyunculuğu ile oscar ödülü kazandığı martin brest filmi.

    benim bu filmde eleştiri getirmek istediğim bir nokta var. filmi izleyenler al pacino'nun o ünlü savunma konuşmasını hatırlar diye düşünüyorum. yine de çok kısa bir ön bilgilendirmede bulunayım, değineceğim noktayı daha anlaşılabilir kılmak için.
    charlie, parasal yönden sıkıntı yaşayan başarılı bir lise öğrencisi. bir sorun çıkmazsa da okul müdürünün önerisi ile harvard'ı kazanacak. kendi okulundan iki zengin arkadaşının(yakın arkadaş olduğu söylenemez), müdüre yaptığı eşek şakasının tanığı oluyor olay anında. ve bu tanıklığın itirafı isteniyor kurul tarafından. müdür de eğer bu eşek şakasını yapanın kurul toplandığı gün kim olduğunu söylemezse, harvard'a charlie'yi önermemekle charlie'yi verilmesi zor bir karara itiyor. çünkü bu durum onun başarılı bir okul hayatının sonu olabilir, harvard'ı kazanma ihtimali yok olur.
    bu iki arkadaşını ele vermek mi? yoksa onları "satmayı" reddetmek mi? charlie bu ikilemin kucağına düşüyor ve ne yapacağına karar veremiyor.
    kurul toplantısı günü geliyor ve kurul toplanıyor.

    oturum başladığında okul müdürü sözü charlie yöneltiyor, al pacino sözü charlie'ye bırakmadan kendisi devralıyor ve o meşhur konuşmayı gerçekleştiriyor. ve benim değinmek istediğim noktaya geliyoruz.
    bu konuşma sahnesinde al pacino, iki arkadaşını ele vermeyen charlie'nin davranışının erdemli ve onurlu bir davranış olduğunu vurguluyor. benim karşı çıktığım nokta ise tam da budur. bu davranış neden erdemli ya da onurlu bir davranış olsun ki? çünkü burada toplumun bireye ahlak anlayışı tahakkümünün tezahürü vardır. neden mi? birincisi, charlie'nin bu iki zengin çocuğu ile yakın bir dostluğu yok. yani bu iki gencin charlie için pek bir önemi yok. neden bu iki zengin çocuk için kendi hayatını feda etsin? onların nasılsa arkalarında zengin aileleri var. ama charlie'nin yok. charlie'nin kaybedecek çok şeyi var, fakat diğerlerinin yok. peki charlie neden bu ikilem arasında kalıyor?
    çünkü toplumun ona dayattığı ahlak anlayışı yüzünden. kendini feda etmenin erdemli, onurlu bir davranış olduğu algısı yüzünden. çünkü biliyor, arkadaşlarını ele verince kendisine nasıl bir gözle bakılacağını. toplum tarafından nasıl dışlanacağını, bu anlayışa uymadığı için kendisini daima suçlu hissedeceğini.
    benim gözümde böyle bir davranış erdemli veyahut onurlu bir davranış değildir. ben buna aptallık diyebilirim ancak.

    her ne kadar film "mutlu son" ile bitse de, filmdeki bu erdem ve onur vurgularıyla toplumun bu ahlak anlayışı yeniden üretilir. bu anlayış bireylere aşılanır.
    2 ...