iclal aydın ın tuna kiremitçi için yazdığı yazı

entry54 galeri
    30.
  1. Yaşamayan anlamaz yine de. Erdem cümleleri kurmak kolaydır aslında. Ama insan biriyle birlikteyken de başkasını sevebiliyor. Biriyle birlikten de başkası tarafından sevilebiliyor Ve eğer açşa o sevgiye, ilgiye ya da şevkate kendini kaptırabiliyor. Yanlış olduğunu bilse de, yaşadığı toplumun ya da genelin ahlak kurallarına ters te olsa kaptırabiliyor kendini. Kendine kızsa da, kendini aşağılasa da içi yine ona kaçıyor. Aşkın gözü kördür derler. Yaşamayan bilemez. Hakikaten kördür. Ne arkadaki eşi görür, ne adamın çelişkisini ne de yeni doğmuş ya da yeni doğacak bir bebeği. Ruh ihtiyacı olanı arar, bulduğunda da bedeni dolduran enerjiyi basıverir damarlara. Biz, birbirlerine neler söylediklerini, kaç defa olmaz bu iş dediklerini, kaç defa bir daha görüşmeyelim dediklerini bilemeyiz. Suçlarız, ama sormak ta gerek Şener Şen'in Banker Bülo filminde devamlı dediği gibi "yaptın, yaptın ama de bakalım neden yaptın". Sadece kadını suçlamak ne kadar doğru o ise başka bir tartışma konusu. Buradaki kadın yeni doğmuş bir çocuğu olan adamı mı ayarttı acaba ? belki de yeni doğacak çocuğu olan adam ona şimdiye kadar bir erkekten duymadığı ama hep te duymak istediği cümleleri kurdu o yazar yeteneği ile.
    Belki de kadın çıkarıldı yoldan. Bilemeyiz. Ben ilişkinin nasıl bittiğini değil de nasıl başladığını merak ederim. Güzel tarafı odur. Bir başka filmden örnek vermek gerekirse Don Juan de Marco filminde Johnny Depp üstad Marlon Brando'ya sesleniyordu "sadece aşk için, onu bulmak için yaşıyoruz" diye. Onu bulursan da kolayca arkasını dönemiyor insan da. Bazen bir bakışa, bazen bir dokunuşa bazen de bir kelimeye kapılıp akıyor. Bütün büyük aşklar acıyla bitmiştir. Özellikle yazın dünyasında. Bu iki insandan birini suçlamak şimdi biraz da Jülyet'e ya da Romeo'ya neden o kadar uygun insan varken düşman aileden birine aşık oldun demek gibi. Aşkın algıları mantık kapısından geçmez.
    4 ...