Salt bu olay üzerinden X ya da Y bankası'nı suçlamak yersiz. Bu tarz vakalar sadece Türk şirketlerinde de olmuyor, bir sürü uluslararası firmanın Türkiye şubelerinde de aynı şeyleri defalarca görüyor, duyuyoruz.
On yıllar süren aynı iktidarın küçük kopyalarını yansıtan müdürlerle dolu plazalar. Başta birinci adam var, altında da ikinci adamları. Kiminin adı 'direktör', kimininki 'CTO'. Birinci adamdan (başkan) gördüğünü uzmanlara, uzman yardımcılarına (halk) yansıtan ikinci adamların (başbakan, bakan...) gelişmemiş karakterleri üzerinden bu insanlar derbeder ediliyor.
Deneyim demek altındakini ezmek, hor görmek, aynı şeyi yapmaya itmek, dinlememek, anlamamak anlamına gelmemeli de kime laf anlatıyorsun, kimi kime şikayet ediyorsun... Disleksi olmuş bir çocuğa okuyamadığı için bağırıp çağırmak ve bu yöntemle gelişmesini beklemekten farkı yok bu karaktersizlerin yaptıklarının.
