die frohliche wissenschaft

entry72 galeri
    2.
  1. yalnızca deli! yalnızca şair

    işıksız havayla,
    ciyin avuntusu fışkırmışken
    yerin üzerine,
    görülmeden, işitilmeden
    -yumuşacık pabuçları ayağında
    avutucu çiyin, tıpkı bütün avuntuyla yumuşamışlar gibi-
    düşünsene bir, düşünsene; mangal yürek
    bir zamanlar nasıl da susamıştın,
    sarı çimenli patikalarda
    kem gözlü akşam güneşinin bakışları
    kararan ağaçların içinden çevresinde dolaşırken
    kör edici güneşin bakışları, acı verip sevinen.

    hakikatin damat namzedi - sen ha ? burun kıvırırlardı
    hayır! bir şair yalnızca!
    bir hayvan, hınzır, yırtıcı, sürüngen,
    bile bile, isteye isteye yalan,
    av ardında,
    alacalı bulacalı maskelenmiş,
    kendine maske,
    kendine av
    bu - hakikatin damat namzedi, hayret ?
    yalnızca deli! yalnızca şair!
    sadece cilalı laflar eden,
    deli maskelerinin ardına sinip de üfürerek konuşan,
    yalancı söz köprülerine tırmanan,
    yalancı gök kuşakları üzerinde
    sahte gökler arasında
    dolanıp kalan, sürünüp kalan-
    yalnızca deli! yalnızca şair!...

    ben de battım bir zamanlar,
    hakikat çılgınlığımdan aşağı,
    gün özleminden, gün yorgunluğundan,
    ışıktan rahatsız, aşağıya, akşama, gölgeye,
    düşmüş bir hakikatten
    içi yanık tutuşmuş
    - düşünsene bir, düşünsene mangal yürek
    nasıl da susamıştın ? -
    yasaklısıydım
    tüm hakikatin!
    ben yalnızca deli! yalnızca şair!...
    1 ...