düşüş dönüşüm

entry22 galeri
    19.
  1. GÜLÜŞ

    Sarhoş olasım var bugün. Ayık kafayla çekilmiyor, harabelerde harap olmuş bunca şarapla sarhoş. Bitik gecelerde yenik köfteler, ezik ruhları beslemeye yetmiyor. Sabahakarşı kafayı çekip çekip, yakasım var sokakları. Bağıra bağıra içsem şarkıları, söylesem sigaraları. Bir bir yansa ışıklar, el ele tutuşsa, itfaiyelerde mahsur kalanları, ağaca çıkan kediler kurtarsa. Bir şeyler düzelir mi acaba bu şehirde. “Açılın ben hastayım” diye bağırsam okulda, suni de olsa bir teneffüs zili çalar mı kulaklarımda?

    3 kul hürse, 1 el hemen vurur enselerine. Yasak kardeşim işte anlayın sizde halden. Allah’ın ve devletin yasakladığı işlerden kaçınırken kendimi böceğe dönüşmüş buldum. Sonra ilaçladılar zaten. Çocukken bir aşı yaptılardı, kızamık. Kızamıyorum bile artık. Ruhuma zayıflatılmış bir virüs olarak verdiler seni. Hepimizin ortak bağı, şıklığı güçlendirmek için moda diye bir şey icat ettiler. Bir türlü ayak uyduramadım. Kaldıramadı vücudum bak, yuvarladım lafları yine.

    Ne diyoruz biz, ne yiyoruz, ne saçmalıyoruz Müzeyyen. Cevaplar sorulara hamile, ultrasonda gördüm. Nurtopu gibi bir anlamsızlığımız olacak.

    Çalıntı araçlardan çıkma parçalarla yaptım kendimi. Furkankeştayn’lığa oynuyorum. Aynı yere iki kez çaktı şimşek, can buldum. Pasta-cila-kaportacı Metin abiyle konuştum, elinde çok iş varmış ama beni de araya sıkıştırabilirmiş. Tak etti canıma araya sıkışmak, rahat rahat oturup kalkamaz oldum. Kalabalığa düşmüş hindi çaresizliğindeyim. Canım sıkılıyor. Sensiz uyumaktan bitap düştüm, gel de kaldır beni hadi. Sensin sendeki kastım, alın artık şu lafı üstüne. Görmezdeysen gel, gelemiyorsan ben görmeze geleyim, beraber görmezden gelelim.

    Bağışlanmam gerek. Belki bir iki kişinin derdine dert olurum ama bu organları ben hiç hak etmedim. Hepsini bağışla lütfen. Özellikle de kalbimi. Alan olmazsa eğer seyiple gitsin. Seninle barınamadıktan sonra uyutsanız da fark etmez.

    Beklemem gerek diyor benden içerdeki bir ben. Başka da tek laf etmiyor. Bir başka ben de vakit geldi diyor. Bas uçlu kaleme veya çek tetiği diyor. Diğeri tatsız bir yolculuk telaşında, valiz hazırlıyor. Başköşede oturmuş sessizce zikir çekiyor biri, elinde uzay taşlı tesbih. Her kafadan bir ses geliyor, kendi içimde azınlık durumunda hissediyorum.

    Elimde urgan ipi, bir sehpanın üzerinde duruyorum. Düğümü atayım derken kör oluyorum, düğüm zaten kör. Sehpa dengesini kaybedip düşse adalet yerini bulacak. Ağlayasım vardı, o da kaçtı korkudan. Seyretmek için en ön sıradan bir yer buldu kendine. Elinde patlamış mısır, 3 boyut gözlüğünü takıyor. Hayata son bir el ve daha düşmeden sehpa: Gülüyorum sonunda. Keyifle ve hüzünle, mutlulukla ve acıyla, huzurla ve kederle, kahkahayla ve sessizce, içten ve sahte, ilk ve son defa; gülüyorum, elveda.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük