Saymakla bitmez, Uçsuz bucaksız seçeneklerin günüdür.
Meselâ,
Biraz uzunca bir yatak keyfi. Başucunda duran kitabı yatakta okumak, maillerine bakmak, sözlüğe girmek, ne var ne yok diye göz gezdirmek başlıklara... yeniden yorganın altına kayıvermek, gözleri yummak, belki hayâl kurmak...
Özenli bir kahvaltı, şöyle patates kızartmalı, krepli, biberiye, kekik, pul biber ve zeytinyağıyla lezzetlendirilmiş domates tabağı, en çıtırından ekmek.
Sessiz ve huzurlu bir yürüyüş, kendinizle başbaşa, bisiklet de olur. Hem de şahane olur.
Ilık bir Duş, köpüklü köpüklü, mis kokulusundan. Ardından Güzel bir film, en rahat koltuğa gömülerek, sehpada atıştırmalıklar.
Dostlarla kahve içme zamanı. En köpüklüsünden, en içteninden, bol gülümsemeli, òzlemli bir kahve...
Biraz alışveriş. Yeni kitaplar, yeni çıkan albümler. Onlara göz atmadan olmaz...
Pazar iyidir. Detokstur. Candır.
Pazartesi sendromundan bir önceki kutlu gündür.
