bu milletin Müslüman bir millet olduğunu,adım atarken,çocuğunu askere gönderirken,hatta oy verirken bile kendince islami kriterler getirdiğini gözardı eden zihniyetin çakma sorusudur.
85 yıldır bazı gerçekleri görmemekle,görememekle ya da görmezlikten gelmeye çalışmakla geçirdik.hatta son 150 yılda bu milletin aslına rücu etmesinden korkanlar hiç boş durmadılar,ama bu millet dejenerasyona uğrasa da,takrir-i sükunlarla sesi de kesilse,ihtilallerle sindirilse de her fırsatta Müslümanlığını öncüledi.
milletin çoğunluğunun bu tavrından haberleri dahi olmayanlar "canım burası laik ülke her cami açılacaksa kilise de açılsın" gibi zırvalara meylettiler.
bakın kardeşim,bu ülkede 80 000'e yakın sayıda Cami var,bu Camilerin çoğu ecdad döneminde yapılmış da olsa bu millet özellikle 1925-1950 arası Camilere tutunulan korkunç tavra (selatin camilerimizin çoğunun ile b1925-1950 yılları arasında dönemin hükümetleri tarafından ahır olarak kullandırıldığından çouğumuzun haberi bile yoktur) rağmen bu millet Camilerine kıskançlıkla sahip çıktı,bilmem kaç trilyonluk ödeneklere sahip olduğu söylenen diyanet değil,milletin cebinden verdiği paralar bu mübarek yapıları inşa etti,ayakta tuttu.
Bir milletin gerçeğini artık ne kadar reddedeceğiz?Bu ülkede kaç Müslüman yaşıyor,kaç gayrimüslim yaşıyor?Türkiye'de öyle bir hava oluşuturuluyor ki,sanki yüzde 50 Müslüman,yüzde 50 gayrimüslim nüfusa sahibiz.uyanalım beyler bayanlar,komik olmaktan artık vazgeçelim.içinde yaşadığımız insanların neyi öncülediğini bu derece körleşerek görememek daha ne kadar sürecek!
Osmanlı döneminde fethedilen yerlerdeki kiliselere dokunulmamıştır.Nedeni çok basittir,islam haricindeki herşey küçük görülmüştür ve hoşgörü gösterilmiştir.Evet yanlış okumadınız;küçük görülmüştür.Çünkü hoşgörü kime gösterilir?Ya kendinden küçük olana,ya da kendinden zayıf olana.Mesela şuanda Irak Amerika'ya "ben sana hoşgörü gösteriyorum"diyebilir mi,böyle saçmalık olur mu?Neden olmaz,çünkü böyle demesinin hoşgörü değil,zillet olacağını herkes bilir.
Türkiye'de bazı kişilerin bazı kavramlar adına zırva öneriler getirmesi durumu uzun süre devam edeceğe benziyor.Bunun önüne geçmenin tek yolu,Türkiye'Nin başına musallat edilen,halka sorulmadan,tepeden inme,dayatılmak suretiyle getirilen kavramları gerçek manasıyla tartışılmasıdır.Ama bu kavramları dayatanlar ve onların günümüzdeki temsilcileri bu konular konuşulsun istemiyor,isteyenin de ayağınıu kaydırmak için korkunç bir psikolojik baskı kampanyası yürütülüyor.