bizim sınıftaki piçin biri 1 paket getirmişti. tuvalette paketi teslim aldım ve çantama attım.
o zamanlar dağın başındaki bir lojmanda kalıyorduk. bina 3 katlıydı ama bizim dairemiz hariç tüm daireler boştu.
eve gelir gelmez paketten bir dal aldım ve cebime attım. evde kimse sigara icmiyordu. küçük çakmak yoktu yani. mutfak çakmaklarından birini yeleğimin icine sakladım ve anneme bahçeye cıkacağıma söyledim. kapıyı ardımdan çeker çekmez üst kata çıktım. solumdaki kapısı aralik daireye girdim.
daha birçok pisliğime tanık olan o dairenin numarasi hâla aklımda:7
evin içinde birkaç kırık dökük mobilya vardı. korkmuştum. lojman olduğu için bütün dairelerin planı aynıydı. yani ben o an kendi evimi terkedilmiş ve harap bir halde görüyordum.
duvarlara elimi sürterek odama(!) gittim. pencereleri sonuna kadar açtım ve derin bir nefes aldım. çok tedirgindim. sigaranın ne kadar zararlı olduğunu biliyordum ama denemem lazımdı. denedim de.
elimi cebime attım ve sigarayı aldım. dudaklarim arasına sigarayı koydum ve mutfak çakmağıyla zar zor yaktım. yakar yakmaz içime çekmeye karar verdim. bu hayatımda verdiğim en güzel kararlardandi.
küçücük ciğerlerime ağır gelen dumanı öksürerek atmaya çabaladım. gözlerim yaşarmıştı ve hiç tat alamamıştım. sigarayı yere atıp üstüne bastım ve eve döndüm.
annem kaybolan çakmağı fark etmişti. kağıt yaktığımı söyledim. biraz kızdı. ertesi gün paketi lojmanın önünde nöbet tutan aladdin isimli askere verdim. o da "bak ben hem sigara içiyorum hem hap atıyorum. güzel bişey mi değil! bir hata yaptım başladım sen sakin yapma" dedi.
sanırım o 2 gün içinde yaşayacak 10 sene daha kazandım.