o yalnız ayaklarımla üstüne pat pat bastığım yer değildi!
akdeniz bölgesine ilk taşındığımızda hiçbir yeri bilmediğim ve küçük olduğum için dışarıya çıkamazdım. sıcaktan dolayı beynim artık nasıl buharlaşmışsa artık, balkonda hayallerden hayallere koşardım.
asfaltın da sıcaklayıp benim gibi üzüldüğünü düşünürdüm. soğuk suyu alır en sıcakladığını düşündüğüm yerlere dökerdim. evde sabun varsa yeme de yanında yat, asfaltı bir güzel yıkamaya çalışırdım. biliyordum ki onun da bir canı vardı. altında meyve-sebze veren canlılar yıkanmak istiyordu.
bu kadar kirli duramazdı çünkü.
şimdi tekrar kış mevsimi geliyor. bu benim için ne demek? asfalt artık ben bakmadan da sıcaklamayacak, mis gibi kokacak, üzülmeyecek.
benim üzülmeme izin vermeyen kış mevsimine öpücük.