90'lı yılların başında alım gücünün görece daha düşük olduğundan mıdır bilinmez kalbur üstü lokantalar haricinde pet şişe ile su satılmazdı pek. Hatta pet yerine şaşal denirdi. Küçük şaşal, büyük şaşal.
işte bu yıllarda mahalle aralarında su istasyonları türedi. Bildiğin petrol istasyonu gibi pompası olan, bidonlara su doldurdukça anolog sayacın fır fır döndüğü istasyonlar. insanlar bu istasyonlardan bana şu kadarlık, bu kadarlık diye su alırdı.
Neyse konumuza dönelim. Pet yaygın olmadığından bir gece öncesinden buzluğa konulan 2,5 lt kola şişeleri ertesi gün semt pazarının en sıcak saatinde çıkartılır. Kendine has ezgisiyle buz gibi soğuk Sudan içen diye bağrılarak bardak bardak satılır. Bağrılırken faZla kafa sikilmez. En çok terlemiş kim varsa onun karşısında bardağa doldurulur adam da eşşek değil ya su isterdi.
Semt pazarları her gün farklı mahallede olduğundan hele ki yaz tatilinde her gün elde 2,5 lt kola şişesi başka bir mahalleye koşturulur. Yakın mahalle pazarlarında su bitse bile şişenin içinde kalan buza camiden tekrar ilave yapılır. Uzak mahalle pazarlarında ise buzun yarısı yolda eridiğinden bu imkan pek olmazdı.
Bu şekilde su satarak atari-bisiklet alanlar bile olurdu. Karlı işti vesselam.