a history of warfare

entry1 galeri
    1.
  1. john keegan'ın yazdığı, türkçe'ye (neden olduğunu tam anlamasam da) "savaş sanatı tarihi" şeklinde çevrilen, 1993 yılı çıkışlı kitap. sabah kitapları tarafından yapılan bir baskısı mevcut. bu baskıyı kimin çevirdiğini hatırlayınca ekleyeceğim ama gerçekten kötü bir çeviri, yapım ve çekim eklerinin katline dayanabilen okusun. bu baskı ayrıca kalitesiz bir şekilde basılmış.

    kitabın içeriğine gelince: evvela genel olarak bakılınca çok iyi bir kitap bence. 'savaş tarihi uygarlık tarihidir' tezi bence doğru olduğu için ben bu kitabı aynı zamanda bir kısa dünya tarihi şeklinde okudum. kronolojik sayılabilecek bir sırayla olayları (yaklaşık 4000 yıllık dünya savaş tarihini) anlatırken açıklamalarını da aralarda veriyor. orduların, savaşın ve doğal olarak toplumların geçirdiği evrimi açıklaması ise bence en önemli artısı. bir toplum nasıl savaşçı olur, düzenli ordular nasıl kuruldu, toplumlar nasıl militarize edilir (türkiye'de olduğu gibi), yasal olarak silah taşıma yetki ve izninin kökenleri nedir gibi sorulara iyi cevaplar veriyor ve en azından, günlük yaşamda kanıksadığımız bu gibi durumları yeniden gözden geçirmeye itiyor.

    ayrıntılarda ise kitabı bir batılının yazdığı çok açık. ilk ve son bölümlerde amerikanın askeri politikasının dünyayı nasıl şahane bir yer haline getirip barışı kuracağından öyle ballandıra ballandıra bahsetmiş ki insanın midesi bulanıyor. bu kitap 93 te yazıldığı için bu anlatılanları okurken insanın gözünün önüne afganistan ve ırak savaşları geliyor ve yazar, okkalı bir siktiri hakediyor.

    başka bir batılı bakış açısı ise (ki bu gayet doğal) kitabı batı coğrafyasını merkez alarak anlatması. ama bununla birlikte çoğu yerde sömürgeleştirme hareketleri gibi batının dünyayı kasıp kavurduğu durumları açıkça, laf salatası yapmadan anlatıyor.

    son olarak ise, bütün kitap boyunca clausewitz'in savaş kuramına bok atması bir yerden sonra insanı sıkıyor. kitabın akışı için bir eksene ihtiyaç duymuş olabilir yazar, ama sürekli bu kuram şöyle sığ, böyle bilmem ne diyerek olayları açıklaması gerçekten sıkıcı oluyor.

    neticede, bu kitap tüm kötü denebilecek yönlerine rağmen kesinlikle okunmalı bence. yaşadığımız dünyayı anlamak için en azından ve ayrıca, bir örnek vermek gerekirse karşıdan gelen polisin belinde silah bulunmasının psikolojik ve toplumsal nedenlerini açıklamak gibi özel durumlar için. türkiye'nin ve türk toplumunun ne derece bir asker-polis ekseninde yaşadığını anlamak için de önemli bu kitap.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük