bu işin başlık haline getirilmesi ve başlığa yazılanlar beni ziyadesiyle üzdü. inanın gözlerim doldu resmen. benzer bi şeyi ben de yaşamıştım çünkü.
bundan 23 sene önce, üniversite çağındayım o zamanlar. çok sevdiğim bi kız var. köylümüz. adı emel. çok özür dilerim, deligöt zamanlarımız. üstelik de sevdalıyız. neyse emelle o kuytu senin, bu sote benim aşkımızı yaşıyoruz doruklarda. doyamıyorum emele. böyle bir aşk ama aynı zamanda böyle bir arzuyu ben bu yaşta hala yaşamadım.
konuyu uzatmayalım efendim, kötü bir adam, kötü bir laf etti emele. dayanamadım, ağzını burnunu kırdım. polis geldi tabi, aldı bizi nezarete. yaşım da küçük, bir de solcu falan sandılar. o zaman böyle uyum yasaları yok 3 gün nezarette tuttular beni.
emelle hiç görüşemedik ama her gün gelmiş meğer. saat 2 gibi falan saldılar beni bi baktım emel ve muhteşem fiziği beni bekliyor. çıkar çıkmaz yapışmıştım dudaklarına. güzelce de elledim. aşıktım, özlemiştim. ne var ki bunda? her şeyi olay yapmanın, kınamanın alemi nedir?
şimdi bakıyorum da yazılanlara ne yalan söyleyeyim alındım. zoruma gitti. şimdi burda yazılanları okuyunca o günlere gittim. neler yazmışsınız be! yok dudak dudağa öpüşenin geçmişini sikiim, yok sokak ortasında yürüyene kafam girsin, yok sevgilisi olanları hoplatayım sana bi şey olmasın falan.. utanmıyor musunuz arkadaşlar? buralarda bunları okuyup ağrına gidebilecek insanlar olduğunu düşünemiyor musunuz? ne diyim; yazıklar olsun!