toplumsal yaşamda kadının arka plana itilişi sınıflı toplumların iş bölümü sırasında açığa çıkan bir olaydır. yani özel mülkiyetçi sınıflı toplumlarda iş bölümünün zorunlu olarak erkek gücüne olanak sağlaması ve özel mülkiyetin, devletin kökeninin en küçük toplumsal yapıdan başlayarak toplumun genlerine kodlanması işlemi kadına dair kimi problemlerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. kadın emeğini ikinci sınıf işlerde ve karşılıksız bir biçimde aşağılıyıcı bir biçimde uzun süre kullanan ilkel köleci toplumlar ve feodal toplumların ardından gelen kapitalist toplum da kadınlar ileriye doğru bir atılım yaşadı. nedeni ise basittir. üretim araçlarındaki olağanüstü gelişim kadınınn zorunlu olarak işbölümüne zamanla katılmasına neden olmuştur. ayrıca burjuva ideolojisinin ilk dönemki devrimci yapısı feodal toplumun skolastkik yapısını söküp atması kadınların toplumsal hayata katılmasının önünü açmıştır. peki ne olmuştur?
geçmiş çağlarda çok küçük oranlarda görülen fuhuş ve cinsel sömürü inanılmaz bir biçimde artış göstermiştir. birbirlerinin karılarını ayartan erkeklerin oranında büyük artış görülmüştür. ya da kutsal aile bağları adı altında aile ilişkisini ticari ilişkiye döken kapitalist toplumun sakat yapısı ortaya çıkmış, çürüyen toplumun en küçük katmanlarına kadar eskinin kadim ilişkileri birer meta halinde pazarlanır olmuştur. en gelişmiş ülkelerdeki cinsel sapkınlıkların türemesi ve pornografinin bir endüstri haline gelmesi bu çürümenin bir kaç örneği olabilir. ya da şeffaflaşma adı altında gorbaçov döneminde kapitalist resterasyonunu başlatan ve çözülen reel sosyalist ülkelerin, kapitalist bir toplumda kadınların nasıl da yaşamak için etlerini sattığını görmüşüzdür.
o halde kadına verilecek eşit statü ile kadının ortak mülkiyeti denilen marksist bir düzende tamamen ortada kalkacaktır. çünkü kadını bir meta olarak pazarlayan anlayış ve kadın emeğinin sömürüsüne dayanan toplumsal örgütlenme ortadan kaldıralacaktır. o halde kadının kurtuluşu da diğer toplumsal ezme-ezilme ilişkisinde ezilen tarafta yer alan çoğunluk gibi marksizmde.
