insan çiçeğe de aşık olabilir böceğe de derlerdi hep. nasıl uyuz olurdum. biz dünyanın en bencil oluşumları, aşkımızı çiçeğe böceğe sığdıracağız ha. ilginç, sen oyna ben yokum. olsa olsa adı sevgi konulmuş saran sarmalayan, japon şemsiyesidir o. potansiyel bir sevgi yüküyle mi doğuyoruz, sonradan mı sinip hücrelerimize karısıyor, var da biz sunacağımız insanı mı seçiyoruz çözemedim. üzerinde de pek düşünmedim. sevgi fiziksel bir şey ama bu belli. ama nasıl sığıyor yumruk kadar kalbe? çaresizdir sevgi, ispatlanması kolay sanılan ama hep bir köşeye atıverilen ertelenen. türlü oyunlarla sevmiyormuş gibi görünmeyi marifet sananlara tokat atasım geliyor. kabul ediyorum şiddette karşıyım ama bu arada sırada dellenmeme engel değil. aşk küçük bir şey, yaz yağmuru gibi veya değil farketmez, konumuz da o değil. sevginin boşluğu veya yokluğu acıktırır insanı, miden değil kalbin kazınır sadece, organlar değişir o kadar ama açlık açlıktır. bu açlık deli de edebilir adamı veya hissedemediklerini eserlerine döken bir sanatçı. fütursuz oldu belki de bu ama sevgi yücedir.