Queresma'nın ikinci sarı kartı çok ağırdı. Ama ilk sarı kartı kırmızı olsa kimse bir şey diyemezdi.
Mehmet Ekici'nin Talisca'ya daldığı pozisyonda hangi sebeple sarı kart verildi anlamıyorum. Adam topu almış gidiyor. Arkadan dalıyorsun.
Kırmızı kartlar, penaltılar doğru. Bir beşiktaşlı olarak bizim itirazımız verilmeyen pozisyonlara. Cenk'in verilmeyen penaltısı, Negredo'nun ofsayt nedeniyle iptal edilen golü gibi. Atiba'nın eline çarpan top ikinci sarı kart ve penaltı. Ama maçın 20 dakikasından beri sarı kartla oynayan Jansen'in 3 kez topu elle kesmesine ve buna 2 kez serbest vuruş vermesine rağmen neden sarı kart gösteremedi hakem.
Queresma bu maçları bir türlü kaldıramıyor. Caner de eski taraftarlarının tezarühatlarından fazlasıyla etkilendi, kendisi olamadı. Jansen'e ingiltere'de "artist" diyorlarmış. Biraz da olsa hakkını verdi. Ama çabuk yıkılmamaya çalışıyor. inşallah bir Burak Yılmaz olmaz.
Fenerbahçeliler seviniyor. Elbette seviniyorlar. Bu maçtan beraberlik bile alsalar GS'nin de galibiyet alacağını düşünürsek puan farkı çok artacaktı. Ama eminim içlerinde de bir kurt kemiriyordur. ikinci yarıda 2 kez gelebildiler. Biri mucizevi bir şekilde atamadıkları gol, ikincisi de penaltı. Bu galibiyet için yetiyorsa eyvallah ama tatmin ediyor mu?
Kameni Cenk'in golünü nefis bir şekilde çıkarmasa maçın rengi değişebilirdi. Bence kendini o pozisyonla kabul ettirdi.
Medel gördük ki çok da ahım şahım bir adam değil. Gökhan geldiğinde kendine zor yer bulur. En azından bu mevkide.
Beşiktaşlı olsun Fenerli olsun bu derbiden "futbol" adına zevk aldı mı... Çok zor. Dikkat edin son yıllarda FB - BJK maçlarına oynanan oyundan çok başka şeyler damga vuruyor.
Aykut Kocaman'ın taktiğini doğru bulmuyorum. Rakibi oynatmamak adına oyun kuruyor. FB bu olmamalı. Kendi oyununu oynayarak yenmeli ya da yenilmeli. Son yıllarda FB'nin hoca ötesi taktiği bu oldu. Rakibi eksiltmek, penaltı çaldırmak, rakip oyuncuyu tahrik etmek v.b. Benim en son hatırladığım ve "Adamlar güzel yendi" dediğim maç Anelkalı, Serhat Akın'lı FB'nin 3-1 kazandığı maçtı. (2004 ya da 2005) FB bunu GS maçlarında da yapıyor. Yakışmıyor, gerçekten yakışmıyor. Bu takımın çatır çatır oynayarak da galip gelebilecek gücü var. Yeter ki futbol seyredelim. Dün sahada futbol ne kadar süre oynandı. itiş kakış, penaltı, kart zart zurt...
Mahmut Uslu uslubuyla FB'ye kesinlikle yakışmıyor. Mahalle kahvesinden çağırmışsın gibi bayağı açıklamalar. Caner ile söyledikleri kabul edilebilir şeyler değil. Adam senin oyuncuyken gelmişsin kollamışsın, abilik yapmışsın. Şimdi senden ayrıldı diye bu yaptıklarını söylemek, aile ve özel yaşantısını ortaya dökmek yakışık alır mı? Kaldı ki formayı giydi diye tapuu malı olmadı ya. FB'nin Caner'e çok emeği geçti diyor. Ne yapsaydı, gelmesemiydi Beşiktaş'a. Emeği geçmiş demişken; Alex kadar FB'ye emeği geçen bir oyuncuya ne yaptığınızı düşünün. Adamın heykeli dikildi, ama şimdi kitabı için sahaya girmek istiyor, izin verilmiyor. Ayıptır.
Ali Koç'un FB'nin başına geçmesini çok istiyorum. Adamın duruşu bile başka. Eminim FB'Ye mental olarak çağ atlatacaktır.
FB maç sonrasında "efendi" tshirtü bastırmış. Aslında komik. Ama sıradan bir üç puanlık maçın dışında çok anlamı var mı? Rakibini ezerek mi yendin, çok iyi futbol mu oynadın, Şahane ve kalitesiyle unutulmaz bir maç mı oldu? Herşeyden önce FB'nin hedefi bu mudur? Beşiktaş'ı yenmek... Pöh. Yahu Eylül ayını görmeden Avrupa arenasından elendin. Biraz küçük takım tavrı olmuş. FB'nin başındakiler bu takımı Başakşehir ile karıştırıyor herhalde. Rakibi küçük görmek ya da kızdırmak için yapılan bu davranışlar FB'nin kendi saygınlığına zarar veriyor bence.
Oğuzhan'ın maç bittikten sonra kırmızı kart görmeyi başarması salaklığın net örneği. Futbolcu psikoloğu yok mu bizde acaba...
Sonuç olarak Türkiye'nin iki büyük takımı 90 dakika top oynuyor. Maçta tartışmalı pozisyonlar, penatılar ve BJK'ın tek golü dışında sadece 4 pozisyon oldu. 1 - Atiba'nın kaçan kafası 2 - Ozan Tufan'ın şanssız/beceriksiz kaçan volesi 3 - Ozan'ın (?) % 100'lük golü direğe nişanlaması 4 - Kameni'nın Cenk'in kafa şutunu çıkarması.
Bunlar dışında bir şey yok. Penaltılar dışında top Fabri'nin eline gelmedi diyebiliriz. Ha aynı şey BJK içinde geçerli. Sözüm ona derbi...