bu mesele aslında başlangıçta "yurt dışındaki okurlara da" seslenmek üzere düşünülmüştü...
Biraz da "herkes kuruyor biz de kuralım" telaşıyla.
Günün modasıydı yani...
Böylece Türk basını kendi ayağına esaslı bir kurşun sıktı. Gazetelerin Internet sitelerini "yurt içindeki okurun" da izleyeceği önceleri kimsenin aklına gelmedi mi ne?
Hatta, bunu hemen tercih edeceği... Gazete parayla, siteye girmek bedava. Satışlar düşünce şafak attı, ama artık çok geçti.
Bunun üzerine "bari siteye reklam alalım" çözümü bulundu.
Fakat kısa sürede bunun da suyu çıktı.
Reklam almak için "tıklama sayısını" arttırmak gerekiyordu.
Böylece, Türk sanal basınında bu sefer de "o bilmem kim dedi ki..." modası başladı...
"O kişi kaynanasını...",
"O takım kazandı"...
"O politikacı yerinden doğruldu veee..."
"o hiç beklemediği bir cevap aldı..."
"o en sonunda 10 zenci tarafından çatır çutur..."
Kimin ne halt ettiğini öğrenebilmek için hadi bir tık daha... bir daha... bir kere daha...
Bazıları bunu da aşırı uçlara taşıdılar, siteler ancak on tıkla, yirmi tıkla ulaşabileceğiniz çarçur "malumatla" doldu.
Buna paralel olarak, okurun en alt tabakasının ilgisini çekebilmek amacıyla "bilmemne otunun öyle bir faydası var ki..." tuzakları kuruldu. Buna, "ineği yılan yuttu", "kaplan zebrayı ısırdı", "bakın bakın 100 metre yılan amk" haberlerini de ekleyiniz.
Reklam da yağdı tabii yağmur gibi. Fakat bu sefer de fazla geldi anasını satayım. Ekranda boş yer kalmadı, sayfanın üstü, altı, sağı, solu reklam doldu.
Bu da yetmedi: Ekran açılınca çok kısa bir süre "sabit" kalıyor, sonra yukarıdan hani o telefon şirketinin kırmızı tabelası gibi küt diye bir reklam panosu iniyor, manşeti aşağı itiyordu.
Arkasından bir daha, bir daha... Ölçü kaçmıştır ve de günümüzde "site okumak" son derece müşkül hale gelmiştir.
Tutamıyorsun, zırt iniyor aşağıya, zırt öbür sayfaya kalıyor, reklamlarla cebelleşe cebelleşe eni konu bir "mücadele" veriyorsun habere ulaşmak için.
Bitmiyor... Reklam, habere ya da yazıya nihayet ulaşıp okurken de araya giriyor, ekran kararıyor, ya bilmem kaç saniye beklemek zorundasın, ya da kapatmak için (X) işaretiyle belirlenmiş ve çoğu zaman da pek iyi saklanmış köşeyi arayıp bulmak...
bu işin boku çıktı artık! birilerinin buna dur demesi gerek!