köyde yaşamak

entry86 galeri
    34.
  1. 30- 40 ışık yanan evler, sessizlik alabildiğine, ağaçların hışırtısı, ağustos böcekleri, bomboş karanlık yollardan akan dağ suları, tilkilerin üzüm çaldığı bağlar, ürkütücü gecelerin yıldızlı gökyüzleri, sabahları tereyağlı yumurta, domates biber bahçelerden, taş evlerin gölgesinde içilen ikindi çayları, akşam serinliğinde yemek pişirmek için yakılan isli ocaklar, bol oksijen, bol arı ve kelebek, sonra herkesin çay ısmarlamak icin yarıştığı köy kahvesi...

    büyük şehirlerin kalabalığı ve stresinden sonra ilk zamanlar bir boşluk hissi vuku buluyor bünyede. fakat zamanla bu hayatı seviyorsun. betine benzine kan geliyor, ciğerlerin açılıyor. her yer yemyeşil. doğa seni kuşatıyor. dinleniyorsun. uykun uykulara, uyanışın uyanışlara benziyor. yaşadıgını hissediyorsun. yalnız ve kimsesiz de hissetmiyorsun kendini. tabiat seninle konuşuyor.

    şuraya geleli nerdeyse 1 ay oldu. eksikliğini hissettiğim bir şey yok. adı köy ama istediğin birçok şey burada da var. ha laf söz var, dedikodu var fakat bu zaten her yerin adeti. ben alttaki komşunun yaptığı kapı gıcırtısına sinirlenmiyorum burada. pazara gidip 200 lira harcamam da gerekmiyor. özgürsün. evin var, kimse seni rahatsız etmiyor. bağın bahçen var, elinin sevdiğini kopar ye ya da sat. toplu taşımalardaki rezillik hiç aklına gelmiyor. sen yürürken kasabaya doğru usulca, yanında arabanın biri bitiveriyor. akraba çıkıyorsun mutlak bir yerden. anılardan bahsediyorlar. perşembe ögleden sonraları, kırlardan çiçek toplayıp badem ağacının gölgesinde fatiha okuyarak bırakacağın mezarların geliyor hatrına. ölünün yeri de belli, dirinin yeri de.

    en önemlisi de doğduğun evde uyanıyorsun sabahlara. böyle bir huzur yok. hayat gerçekten buralarda güzel.

    edit:imla.
    6 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük