ihtilâl öncesinde, imtiyazlı sınıflara ait olmayan topraklar üzerinde bile uygulanan, daha birçok feodal imtiyaz vardı. Bunun bir örneği senyörün avlanırken adamları, misafirleri ve köpekleriyle birlikte köylünün ekili topraklarından geçme ve ekinini çiğneme hakkına sahip oluşuydu. Bunun gibi her senyörün sahip olduğu güvercinliklerde yetiştirilen güvercinlerin ürüne zarar vermesi halinde köylülerin bu güvercinleri öldürmesi, öldürenin ağır cezaya çarptırılmasına yol açıyordu.
Buna benzer, insanlık onuruyla bağdaşmayan, feodal hukuka dayanılarak köylülere yüklenmiş daha birçok görev ve angaryalar vardı. Bunların arasında, senyörün uyuyabilmesi için, köylülerin çevredeki su birikintilerindeki kurbağaların bağırmasını önlemek, onları korkutmak gibi görevleri bile olduğunu belirtmekle yetinelim.
***
Öte yandan köylünün senyörlere yani asiller sınıfına karşı davacı olması, onların cezalandırılmasını sağlaması da mümkün değildi. Çünkü senyörler aynı zamanda hâkim durumundaydılar. (...) Özetlemek gerekirse, on sekizinci yüzyıl sonunda Fransa'da, tarımdaki üretim ilişkilerinin genellikle kapitalizm öncesi bir nitelik taşıdığı görülmektedir.
***
Emekçilerin yaşama koşulları on sekizinci yüzyılın ikinci yarısında daha da zorlaştı. Zanaatkarların yanında çalışan kalfa ve çıraklar on dört saat, manüfaktür işçileri ise on altı saat çalışıyorlardı.
kaynak: murat sarıca - 100 soruda fransız ihtilali