Uzunca yazılar yazılabilir ama işe yaramaz çünkü okulda okuma alışkanlığı kazandırılmağı için kimse uzun yazınızı okumayacaktır.
Önemli noktalardan birisi ise her önüne gelenin öğretmen olabilmesi. üniversiteler sizi öğretmen yapmak için giriş sınavında bir kaç soru bilmenizi yeterli görüyor bu sayede erdemsiz, görevinin değeri bilmeyen ve aldıkları maaşa şikayet eden öğretmenler çocukları umursamayıp kendi başlarına bırakıyor.
"Ben anlatıp giderim gerisi umrumda değil" mantığıyla hareket eden öğretmenlerimizi bir boka benzemeyen müfredatla birleştirince ortaya hoş bir tablo çıkmıyor.
Okul saatlerinin ve günlerinin çoğunluğu çocukların yetişkinlerin hayatına daha az şahit olmasına neden oluyor yani evde ve sokakta olgunluk öğrenmek yerine lise bitene kadar sadece yaşıtlarından etkileniyorlar buda küfür, sigara ve kavga gibi hoş olmayan görüntüler çıkarıyor karşımıza.
Eğitim sistemini vergi ile besleyip zaman ayırıyoruz, ama o 12 yıl sonra elimize sadece okuma yazma bilen basit matematikten bile zor anlayan ve iki kelime yabancı dil bilen gençler koyuyor.
Üniversiteye yolladığımız gençler ilk üç sınıfta bölümleri ile ilgili alakasız dersler görüyor. her dönem bir tane gerekli ders koyarlar onda öğrendiklerinide finalden sonra kurtulduk diyip unuturlar 4. Sınıfta biraz tutuşup çabalarlar. Ama mesleklerini mesleklerini yapmaya başlayınca öğrenirler. yani insanları başı boş bırakıp 20 yaşında adece bir yıllık bir eğitimle istedikleri meslekte uzman yaptırabiliriz, ama bizler 20 yıl eğitim verip zamanlarını çalıp dönüş olarak sadece diploma veriyoruz... hoşgeldin sağlıksız birey.
Bu dönemde kendini geliştiren birey doğru olanı yapandır, başkada bir çaresi yoktur.
Not olarak başka coğrafyalarda durum pek farklı değildir.