mini mini birler çalışkan ikiler tarzında entry giren yazarın yavşaklaşması, ailemizden biri gibi entry yazma sürecine dahil olduğunu gösteren göstergedir entry sayısı. herkesdir bir bakıma, bir çoğumuz.
bahsi geçen şahsın ilk entrylerine bakarsın, ilk entry dediysem o çaylaklık dönemi entryleri de değil. onlar zaten formata uyma zorunluluğu dahilinde kasılmıştır. yazar olduktan belirli bir süre girilen entryler aynen şu şekildedir.
bardak: "su içmeye yarayan şeffaf cisim"
şarkılarında madafaka özlü sözünü kullanmayan türbanlı rapci kız*: "ne desin mahmut mu desin" gibi...
böyle böyle geçinip giderken, bir bakmışsın ki, bu şeker çocuk artık "lanlı lunlu" yazar olmuş. bütün sisteme bok atmış, korkusuz, kaleminden kan damlar hale gelmiş. e tabii ki karma puanı da dibe vurduğundan, iyice vurdumduymaz olmuş. önceden, entrysini "bismillah" demeden eklemeyen adam, dine saldıran başlıklarla yardırır olmuş.
gelişim mi? peh. ortama ayak uydurmak daha doğru sanırsam. insanlarla tanışıp kaynaştıkça rahat yazmak, günlük hayattaki gibi davranması doğaldır. fakat hangisi sensin şimdi? hani ben bu yazarı takip ediyorum falan diyorlar ya? hangi halini takip edelim paşam biz senin?
negatif yönde de olsa, pozitif yönde de olsa, aslında gelişimden çok bir değişim söz konusu. bu sözlüğün sanal ortamlığından ileri geliyor sanırsam, biraz beklemek lazım insanlar hakkında karar vermeden önce. kendilerini bulmaları zaman alıyor.
ayrıca bu durumun en büyük nedenlerinden birisi, karma olayı. + oy almak için, tribünlere oynamak gerektiğini düşünen adam, asıl üslubunu, asıl fikirlerini açıklayamaz oluyor. bilgi, tematik falan oy getirmeyeceğinden zaten bulaşmıyor. ha, bazı büyük yazarların büyük olmasındaki en önemli unsur zaten o kendilerine has üslupları. eğer böyle yazarlar çoğalacaksa ve yaratıcı yazılar yazılacaksa, lan desin bana, mahmut da olur. desin yani.