askerlerin, yüksek basınçtan alçak basınca yönelen hava gibi, içe dönük tarafı kendisine hüzünle bakan nizamiyeden dışarıya boşalmasına neden olan izin. iyi ki var. iyi ki varmış. yemin törenine kadar geçen sürede çarşıya çıkamayan ve haliyle yeşilden başka renk göremeyen asker gözlere, doğanın başka renklerini de gösterir ayrıca. rahatlar insan. ruhundaki toksinleri salar. çünkü askerlik fazla erkeksidir. öyle de olması gereklidir tabi çünkü, yeşil kamuflajı giyen adam savaşmayı öğrenir belli oranda. savaş haline hazırlanır. ama insanın duyguya da ihtiyacı vardır. çarşı izni, bu duyguları askere yaşatan ikinci olaydır. birincisi mi? orası insanın kendine kalmış aslında. ben ilk müziği dinlediğimde acayip rahatlamıştım mesela... yani demem o ki sözlük, çarşı izni hoştur, askere açık alan sunar ve sıkışmışlık hissine biraz ara verir. artık günleri beş beş sayar, şafağı öylece eritirsin. şu anda tabi ki çarşı izninden bildiriyorum. kapatmışım kendimi internet kafeye ve uzunca duracağım. alçak basıncı tatmamız için verilen bir izinde, kendini köşeli bir masanın avuçları arasına sıkıştırmak da zannediyorum en kompleks canlı olduğumuzu doğrular nitelikte. çarşı iznini olabildiğince gezerek ve farklı keşiflerde bulunarak geçiren arkadaşlarıma saygılarımla. cansınız.