bir tuhaf heyecan, alındaki boncuk boncuk ter damlacıkları. ilkokul iki. ilkokul beşe meyledecek kadar mangal yürekliyim. utanmasam "aynı ilkokulda nefes almak bana yetiyor" diyecek kadar da fütursuzum. servis güzergahını lifo-fifo yöntemiyle irdeleyip pınar'ın evine tümdengelmişim. benden iki durak önce. eli boş gidilmez. bir de resim yapmışım ki, sayfasız kalan o küçük resim defterimin karbon kağıdına. kırışmasın diye iki elimle gergin tutuyorum. öyle top elma ağaçları, kare pencereli evlerden değil. bisiklete binen düz sarı saçlı, tokalı, temiz önlüklü pınar. ilkokul aşkım. kapısının önünde okul çıkışından akşam ezanına kadar bekledim. gelmedi. düşünüyorum da hala aynı şeyi yaşıyorum. aslına bakarsan kaybediş şu başlığın son iki kelimesinde gizli. şükür ki dokuzunda belli etti kendini.