Bu ülkede sol ya da sosyalist bir iktidarın * burjuvazi parlamenter sistemine angaje olarak kolpa seçimler yoluyla halkın iradesi yerine millet iradesi ve hatta ne yazık ki sermayenin iradesini hedefleyerek partileşme yoluyla kurulamayacağı gerçeğinden yola çıkarak ufak radikal sol gruplar dışında hiçbir zaman işaretlenmeyecek olan sorunsalın seçeneğidir. Ne yazık ki bu ülkede en sol sendikanın bile borusu ötmemekte , adına sol denilen partilerin ab, abd ve diğer emperyalist tekellerle her türlü konuda ülkesindeki emekçi ve işçilerin hak ve özgürlüklerini yok ederek anlaşmalar yaptığı görülmekte ve bunun adına da Atatürkçülük denilmektedir. Zira bu yüzdendir ki japon yapıştırıcı ile kıçlarını yapıştırdıkları o kırmızı geyik koltuklarında göt büyütmekten başka bir fonksiyonu bulunmayan sermayenin vekilleri ya da ishak Alaton ve türevi kapitalist taşeronlar , medya patronları son zamanlarda işçilerin ve emekçilerin iradesi olan sosyalist bir devletten salt marksizme duyulan sempatinin laflarını ederek gülünç durumlara düşebilmektedirler. Her ne kadar niyetleri yüzlerinden ta fezadan okunsa bile.*