büyük ortadoğu projesi

entry241 galeri video4
    13.
  1. abd'nin batıda fas, moritanya, doğuda orta asya ve moğolistan, kuzeyde kafkasya ve türkiye, güneyde arap dünyası'ndan somali'ye kadar uzanan bir coğrafyada yer alan ülkelere yönelik siyasi, hukuki, bilgi/eğitim, ekonomi, sosyal ve güvenlik boyutlarını içeren kapsamlı bir "islam coğrafyası" dönüşüm stratejisi olup, bu alanlarda uzun vadeli bir değişimi hedeflemektedir.*

    amerika bu proje çerçevesinde terörü yok etme amacı ile bahsi geçen ülkelerde yer edinerek, bu ülkelerin zenginliklerini, başta petrol olmak üzere ele geçirmeyi hedeflemektedir. tabi bu hadefe ulaşması yolunda öncelikle bu ülkelerin yapısını bozmayı yöntem olarak seçmektedir. şüphesiz bu zenginliklerin başında petrol geliyor ve bu hedefini büyük ölçüde gerçeğe dönüştürmüştür. ırak topraklarında 5 yılı aşkın bir süredir demokrasi(!) getirme amacıyla yer edinmiş, benzer şekilde uranyum açısından zengin rezervlere sahip afganistan, taliban tehdidi gerekçesi ile işgal edilmiştir. bölgenin en önemli rezervlerinden üçüncüsü bor madenleri ve dünya üzerinde yer alan bor rezervlerinin %70-80 gibi büyük miktarı türkiye topraklarındadır. borun faydalarını burda anlatmaya gerek yoktur ama amerika bu rezervlerden asla vezgeçmeyecektir.

    ancak ülkemiz sınırlarında yer alan bu rezervleri elde etmesi için ne afganistan ne de ırak gibi fiili bir işgal yolunu seçmelerine gerek yoktur. nitekim sevgili, canımız ciğerimiz(!) başbakanımız övünerek bu projenin eş başkanıyız diyebiliyor. ülkenin başında böyle bir başbakan varken asker yollayarak fiili bir işgale ne gerek var zaten. hatta bunun sadece tayyip ile yapılacak bir telefon görüşmesi ile halledilebileceğini, dünyanın dalga geçtiği georghe w. bush bile düşünebilir. başka ülkelerin zenginliklerini üstelik o ülkelerin ulusal kimliklerini zedeleyerek ele geçirmeyi hedefleyen bir projenin eş başkanı olmaktan gurur duyan bir başbakana başka bir yaptırıma ne gerek.

    son 5-6 sene dahilinde yapılan özelleştirmelerin haddi hesabı yok maalesef. herhangi bir doğal zenginliğimizi de kapsayacak özelleştirmenin yapılmasından çoğu kişinin ancak iş işten geçtikten sonra haberi olur. çünkü kasımpaşalı bir başbakanımız var ve ortamı nasıl gereceğini çok iyi biliyor. dolayısıyla böyle ses getirecek özelleştirmeler yaklaştığında gider ispanya'dan, katar'dan bir açıklama yapar, herkes o konu ile meşgul iken özelleştirmeler aradan çıkıverir. zaten atadığı bakanlar işinin ehli. nerdeyse babalarını satacak adamlarla durmadan, yoluna devam ediyor.

    aslında bu proje desteğini sadece tayyip'e yüklemek de yanlış olur çünkü bu ülkenin başına şimdiye kadar gelenlerin çoğu bir şekilde amerika'nın destekçisi oldu. örneğin adnan menderes'in başbakanlığı döneminde de amerika'nın ortadoğu planları desteklenmişti, hatta adnan menderes bunu şu şekilde dile getirmiştir, "çünkü, istikrar ve milletlerin istiklali gayesini güden garb devletlerinin siyaseti bakımından, türkiye, bu bölgede büyük ehemmiyet arzetmekte ve bu bakımdan gerekli vasıfları haiz bulunmaktadır... eisenhower doktrini'nin doğruluğu ve sakatlığını tarih huzurunda... amerika'nın bu planda ve bu hesapta, türkiye cumhuriyeti'ne vereceği yer, mevki ve ehemmiyet tayin edecektir". ancak amerika'nın en rahat olduğu dönem akp iktidarıdır muhtemelen.
    6 ...