öncelikle makroekonomik veriler tek tek birşey söylemez. tutup da "yüzde seksen bilmem ne" hamasetine gireceğine, oturup mikroekonomiden başlasan bir senede ekonomiyi genel perspektiften değerlendirmeyi öğrenirsin.
kriz var mı? öncelikle doksanlı yıllarda ve 2001 de yaşadığımız ve bazıları resesyona dönüşen bunalımlar türkiye de kriz, resesyon, depresyon gibi kavramların yanlış öğrenilmesine sebep oldu. 2016 sonunda ufak bir kriz yaşadık ama neyse ki resesyona dönüşmedi.
basitçe anlatalım:
dolar yükseldi. aslında her ülkede yükseldi ama bizde ve benzer birkaç ülkede daha fazla yükseldi. sebep? en kötü ve sağlıksız piyasalar bizde olduğu için. zaten dolar düşerken euro nun düşmemesi ve hatta tırmanışa geçişi avrupa nın nispeten toparlanıyor oluşunun ama bizim yerimizde saydığımızın göstergesi. gerçi onların da işine gelmiyor euro nun değerli oluşu çünkü ispanya ve italya nın durumları kritik.
gelelim krize. kriz dediğin anlık bir durumdur, toparlayamazsan durgunluk, gerileme ve hatta çöküş gelebilir. krizler kaçınılmazdır, sistem de zaten kondratieff dalgaları üzerinden kendini toparlar ve yeniler.
türkiye ne yazık ki uzun süredir büyümüyor. gelişmekte olan ülkeler için %5 in altı pek büyümeden sayılmaz. üretim artışı ve buna bağlı reel büyüme; son zamanlardaki en parlak yıllarımız olan 2004-2007 arasında bile çok iç açıcı değildi, düşük kurdan faydalanıyorduk ama üretim artışı yeterli değildi, para akmayı kesecekti bir gün! birkaç yıl önce bu durum yavaş yavaş vurmaya başladı ve o günlerde önlem almayan hükümet beş altı senedir durumu fiskalizmle örtbas etmeye çalışıyor. en son varlık denetim fonu kurarak üzerine tüyü de diktiler aslında.
sağlam bir tabana oturmamış vergi düzeni, karmaşık bir istihdam politikası-ohal de referanduma gidip iş adamlarına işçi kontenjanı açtırmak- ve son tahlilde krizlerle boğuştuğu iddia edilen "eski türkiye" den bile oldukça düşük rakamlarda bir büyüme yakalanabilmesi de akp nin devlet kurumlarına saldırıp medyayı ele geçirerek kurduğu mecburiyet, rant ve propaganda düzenini gayet iyi açıklıyor.
bundan sonra ne olur derseniz beş sene önce söylediklerimi tekrarlarım: ita kaka yürüyecek bu düzen, biz de tek parti ve hatta tek kişinin egemenliğinin tüm negatif yanlarını yaşarken fırsatları kaçırmaya devam edeceğiz.