nasıl mı?
dunkirk kaçışı esasında bir askeri mucize değil, bir askeri aptallıktır. bu aptallığı da almanlar yapmıştır. erwin rommel panzerleri ile birlikte yarım milyona yakın ingiliz seferi kuvveti askerini kuşatmıştır. imhaları da yakındır. arada sadece 4 km vardır ve ingilizler tıpkı kurbanlık koyunlar misali sadece acı sonu beklemektedir. yalnız o sırada bir emir gelir ve heer beklemeye alınır. Kara Ordusunun yerini luftwaffe almıştır. o zamanların üstün hava filosu olan fakat hermann göring gibi bir kokain bağımlısının emrinde bulunan alman hava kuvvetlerine vur emri verilir. bu da bir nevi güç gösterisi, göz dağı olacaktır. lakin işler beklendiği gibi gitmez. luftwaffe eksik kalır, ingilizler de fırsat bu fırsat, ne kadar teçhizat, top, tank varsa kıyıda bırakır ve kaçar.
peki, neden bu büyük aptallık yapıldı? mükemmel bir komutan olan rommel varken, imha görevi neden bir keşe bırakıldı diye soracak olursanız, onu da adolf efendi bilir.
çünkü hitler hayallerinde ingilizleri müttefik olarak görüyordu. savaşın sonuna kadar da öyle görmeye devam etmiştir. bu sebepten bir jest yapmak istemiş lakin bu aptallık 3. reich'in sonunu getirmiştir.
ve günün birinde christopher isimli biri çıkar ve bu topuklama olayını destanmış gibi anlatır.
film ise sadece bundan ibarettir.
hah, hikayeyi geçip filmin saçmalıklarına gelecek olursak da döneminin en etkileyici savaş uçakları olan ve yine döneminin en muhteşem pilotları tarafından kullanılan masserschmitt bf 109'ları, ingilizlerin saçma pilotları ile uçan bir acayip spitfire'lar tarafından pıtır pıtır düşürülmektedir.
garip.
daha yazacak çok şey var da, gidin yerinde izleyin.
Hah, olay stratejik sebepler ise;
Stratejik sebepler = adolf hitler'in paris aşkı.
büyük kayıplar verilmiştir, askerler de biraz dinlensindir gibisinden fikirler sadece güldürmektedir. 45 günde avrupa'yı ele geçiriyorsun ama bir gün daha saldırıp ingilizleri imha etmiyorsun.
güldürmeyin.