Instagram'ın Hayatımıza Kattığı Acı Gerçek: Gezip Tozmayı Kutsallaştıran Yeni Nesil... Maksat dostlar alışverişte görsün.
Sosyal medya kullanımının inanılmaz boyutlara ulaşmasıyla birlikte yeni nesilde gezilen, görülen yerleri acayip şekilde kutsallaştırma merakı baş göstermeye başladı.
insanların mutlu görünmeyi güç, mutsuz görünmeyi eziklik olarak algılamasının sonuçlarından biri. Geziyorum, eğleniyorum, mutluyum çabası. Üstüne bir de sosyal paylaşım sitelerine fotoğraflarını ekleyip beğeni toplayınca kendini olduğu gibi değil, olmak istediği gibi göstererek sahte mutluluklar edinirler.
Yeni yerler keşfetmek ve enerji atmak için değil, fotoğraf çekip paylaşmak ya da hava atmak için gezenlerin sayısı da hiçte azımsanacak boyutta değil.
Seyahat etmek, spor yapmak, kitap okumak, yemeğe gitmek vs. hepsi instagram için yapılıyor artık. O ülkeyi görmüş sayılmıyorsun yer bildirimi yapmadan. Spor salonundan bir fotoğraf, hemen gelsin altına hashtag'ler. kitap kapağı, kahve bardağı ayrılmaz ikili. Bir de eli yüzü düzgün bir sevgili bulup araya romantizm sıkıştırdın mı tamamsın.
Gezme eylemini bile kendimize bir şeyler katması ya da eğlenmek amacıyla yapamıyoruz.
Kimseye kemre sepeti taşı demeye gerek yok. Sadece yapılan şeyi göklere çıkartıp, kaçınılmaz gereklilik yapma artık bir alışkanlık haline geliyor.
Gezip tozmayla hayatın anlamını keşfetmiş gibi tavırların yapılmasına gerek yok. "Haydaa!! kaç aydır bu şehirdesin daha filan bara gitmedin mii??" ya da "ohaaa ya rejkjavik'i hala görmediğine inanamıyorum!!!" şekillerine girmeye gerek yok.