benim.. daha doğrusu benim çocukluğum.. öğrendim ölüm gerçeğini sindirmeyi.. şükürler olsun ki zor yoldan öğrenmedim, kimseyi kaybetmedim daha ailemden.. ama olasılıkları hazmettim..
ara ara olurdu bu insomnia durumu.. pis bir düşünce teslim alırdı dimağımı..
lan bana iyi geceler öpücüğü veren annem ölecek bir gün.. hatta televizyon izlerken gözlüğünü aşağı indirip iyi geceler diye gülen babam da ölecek.. olasılıklar böyle diyor, onların ölümünü göreceğim, yaşayacağım..
nasıl yaşanır ki öyle?.. o kadınsız, o adamsız hayat mı olur?.. aklım almıyor..
aslında hala almıyor.. dedim ya, sadece büyüdüm, olgunlaştım amına koduğumun olasılıklarını öğrendim..
''belki hep beraber bir taş altında kalırız, öyle ölürüz ailecek..'' demişti anneciğim bir gece derdimi anlatınca.. zavallı kadın kim bilir ne kadar tartmıştı bu psikopatça temenniyi söylemeden bana, beni rahatlatmak adına..
ama çok rahatlamıştım.. gece bunu dileyerek uyudum..
daha yaşamadım bu acıyı.. ama yaşamam olası.. nasıl başa çıkılacağını bilmiyorum, hiçbir zaman da bilebileceğimi sanmıyorum..
allah bu acıyı yaşayıp da, hayatını yaşamaya devam etmek zorunda olan cesur insanlara metanet versin.. bu 'allah'lı laflar çok sırıtır bende ama, bunu isteyebileceğim başka bir merci yok..
edit: lan yıllar sonra dayanamadım.. bu ne lan böle ağlak ağlak yazmışım kız gibi.. hiç yakışmıyo..