dibe vurduğunda tutunmaya çalışmana gerek kalmaz, sonuçta artık düşmezsin. zaten tutunmaya çalışmak da neyin nesi? öyle hayat mı geçer?
lunaparkta, her ne kadar bağlı olsanız da frisbe, flip flop, alabora gibi aletlere bindiğiniz zaman tutunma ihtiyacı duyarsınız. kendinizi koruma, garanti altına alma içgüdüsünden kaynaklanır. halbuki hiçbir şeye fayda etmez bu. önünüzdeki yelek açılırsa boku yediniz demektir.
ben de hep tutunurdum, sonra tutunup sinmek yerine, kendimi kasmak yerine ellerimi bıraktım ve kollarımı açtım. vuuu diye bağırmaya başladım. inanır mısınız aldığım zevk 5 kat arttı.
tutunmayın, düşün.. burnunuz bırakın kanasın kafanızı kaldırıp durdurmaya çalışmayın. öyle daha kötü oluyor dimi, kan beyninize falan gidiyor. pıhtılaşacağı varsa kendi pıhtılaşır zaten. ben burnumun kanamasıyla bile eğlenebilmeyi öğrendim. ak lan ak şerefsiz diyorum artık. akmazsan adam değilsin diyorum. tanrıya da kızıyorum arada, sitem ediyorum. canımı almak mı istiyorsun gel buyur al diyorum. senin benimle derdin ne böyle yapma işte diyorum. zaten dinlemiyor, umurunda bile değil sanki.
o yüzden hep başlayın, yeniden başlayın, yine başlayın. küllerinizden falan doğmayın. bırakın uçsun gitsin külleriniz, dağılsın. kalan bir tane kül parçaçığıyla başlayın daha iyi. o sizi bırakmamıştır rüzgarda..