27 mayıs hürriyet ve anayasa bayramı

entry11 galeri
    9.
  1. I) Bir yaşlı konuşuyor:

    Utanıyorum ama göstermiyorum
    Elimden çok bir şey gelmedi
    Girdim çıktım odalara kalabalık
    Ve dedim Atatürk gençliği
    Ve dedim her şey ancak Atatürk.

    Yaşlıyım yorgunum ama göstermiyorum
    Doğdum Cihan Harbi çocukluğum
    Kıtlıklar ölümler başka savaşlar
    Bitkinim ama göstermiyorum.

    Çünkü yok tükenmek son soluk çıkmadıkça
    Atatürk’de benden bunu bekler
    Bir ölüyüm belki ama göstermiyorum
    Dincim, oldukça karşımda sizler.

    II) Bir genç konuşuyor:

    Benim doğduğum çağ
    En yücesi çağların
    Ondan güçlüyüm ama göstermiyorum
    Cevherim damarlarımda gizli
    içerde, dışarda
    Beklerim belli etsin düşmanlar
    Kirli içyüzlerini.

    Bayrağımın rengi biraz solarsa
    Ne güne benim kanım?
    Yükselsin diye vatan
    Daha üstün doruklara
    Eğildiğim ışıklardan kalkarım.

    Susuyorsam atalardan gelen olgunluğum
    Yurdumda bir kıpırtı olur da
    Nasıl görmem, duymam nasıl
    Ben kimin çağında doğdum?

    Dünyada iyi, kötü ne kalmış gizli
    Ne zaman ki bir tehlike belirdi
    Atlar sarp kalaye Genç-Osman
    Aşar aşılmaz surları
    Bir yeni
    Yeniçeri o zaman.

    Gencecik bir filizim ama göstermiyorum
    Heybetliyim, devim
    Serhat türkülerinde çınlarsa tarih
    Ordu ordu gelen levend askerim.

    Örneğin, öğrenciyim
    Yoksulum ama duydum Atatürk’ü mutluyum
    Çimentepe’lere düşman ayak basar da
    Ben daha durur muyum?

    Kimin kızıyım, kimin oğluyum
    Yitmiş gitmiş atam dedem
    Hürriyetler uğruna
    Ben daha durur muyum?

    Düşebilir körpe fidan hain baltalarda
    Düşebilir yeni yıldız
    Ama nedir hürriyet
    Hiç unutur muyum?

    Düşer ömrüm katı kırağılarda
    Düşer elimden kitap
    Sonsuz geleceklere geçer benden kan
    Dirilten kim, bu yurt artık nasıl çöker
    izindeyiz, biz varken.

    III) Şehit Teğmen Ali ihsan Kalmaz konuşuyor:

    Örneğin, bir teğmenim
    Kader gülerse… derim, kader güler.
    Devrimlere bekçi gücüm
    Allanır ya bayrak
    Doğar ya ardından yeni güneşler
    Mayam vatan toprağıyla karılmış
    Soysuz kurşunlarla yere düşmüşüm
    Ne çıkar!

    IV) Eski şehitler konuşuyor:

    Vurdu gencecik fideleri katı kırağı
    Düştüler yavru kuşlar yaylım ateşlerinde
    Kalplerinde ilk uçmanın sevinci
    Öyle içli gençlerdi ki!

    Kıl pıranga köprülerden
    Öyle güçlü geçtiler ki
    En Yüce Türk’ün elinde
    Şimdi hepsinin elleri.

    Şimdi akşamüzerleri
    Batı ufkunda
    Yansır aziz kanları
    ………………………..
    Hiç de göstermiyorlardı.

    Behçet Necatigil
    -Varlık, 15 Haziran 1960-
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük