lauraya doğru giderken şöyle bir bakarım...kantin, arkadaşlık, deli mert, ahmet hoca, yahya hoca, şükran hoca, abdullah hoca(müdür), servet bey, teacher(senem)... Bir daha bakarım ve okuluma gitmek isterim. ama ve lakin bir türlü ayaklarım gitmez o mezuniyet töreninden sonra *. sınıfımı düşünür dururum. artık 07 özentisi o serseriler bile hoş gelmeye başlamıştır. her sene dandikleşen sıralar normalleşmiştir. günaşırı katlanan eğitime katkı payları belirli bir düzene oturmuştur benim için. sınıfa gelip devlet memeurluğu zihniyeti taşıyan hocalar öğrenciler dolayısıyla bilgilenmiştir belki artık. ilköğretimi bitirdiğim yerdir orası. şirinyalının seçimlerinde tam kapasite çalışan okuldur. *
okulum eğitim açısından çok largedır; ama kendi ayakları üzerinde direnen öğrencileri iyi liselere giderler. yazılılarının beleşliği hayrete düşürür... 2 öğretmen vardır ki hayatımda önemli rol oynamışlardır senem biryılmaz, abdullah arıcan. öğrencilere kaydadeğer katkıları olmuştur.
sene sonlarına doğru "kütüğe ismini kim çakacak?" krizi oluşur. ama hocalar oks sonuçlarına göre 1. yi belirlerler. şaaşalı bir mezuniyet balosu olur ki 1. adeta mutluluktan uçar. başka ilköğretim okullarına benzemez. arkasında koskoca ramazan savaş vardır. satranç şampiyonlarına kupalar yağmur gibi yağar. bahçeyi çevreleyen damlama sulama hortumu ilk sene kara bebeler tarafından sökülmüştür. fiziki yapısı 2000 okullarına benzer. 11 eylül 2000 de açılmıştır. ilk müdür selim tepedir; lakin sonra yılların tecrübesi abdullah arıcanduruma el atar. ingilizce şermin wolf ile kötüdür; lakin senem biryılmaz kötü gidişatı durdurur. zeynep hoca çocukları o yaşında çok ezer; lakin ahmet ünal bütün babacanlığıyla çocuklar tarafından sevilmek için * onları korur. ramazan savaş garip okuldur. herşeye rağmen özlenesidir, özlenilecektir.
edit: bu yazım, bize; turnuvalarca hunharca o patlamaya yüz tutmuş topu teptiren, kapkaççı edasıyla veletlerin topunu diktiren, hiç bilmiyormuşcasına kopya çektiren, delirircesine şükran hoca'yı alkışlattıran, böğürürcesine 'Ahmet Hoca oley' diye bağırtan, inatla teacher'la uğraştıran, müdürün 'bakın o parmaklıkları yeni yaptırdık, üzerinden atlamaya çalışmayın bitarafınıza kaçar.' diyişine rağmen o ucu sivri parmaklıklardan atlattıran, müfettişin yanında süt rolleri yaptıran, hatice hocayı çıldırttıran, zeynep hoca'yı çığırttıran, bedencinin tepesinin tasını attıran, Yahya Hoca'nın dersinde sıkıntıdan mert'i çıldırttıran, en önemlisi bizi huzurla okutan ruha armağan olsun. **