''hasiktir lan oradan..'' diye güldüm body salonundan içeri dalarken.. siktiri çekiş yönüm, elbette ki kendim değil (bu, saçmalamada sınır tanımamak olurdu), beraber çalıştığımız kıl arkadaşım fatih, siktiri çekiş nedenim kıl fatih'in, ''ben var ya, senden 20 kilo daha fazla bench press basarım lan..'' demesi, siktiri çekiş gücüm de üç s harfliydi.. salondan içeri girerken o salonun bana, hayatımın önemli bir bölümünde hayatımın önemli bir kısmını işgal edecek hediyeyi vereceğini bilmem olanaksızdı tabi..
ısınma turlarını çabuk bitirdik.. yarım saat kadar, salon sahiplerin tarafından çalışanları gaza getireceği öngörüldüğü anlaşılan latif doğan ve onun müzikleri eşliğinde çalışmayla da, asıl parkuru tamamladık.. fatih salağı da 20 kilo fazla filan basamadı bench'te benden (valla bak).. sıra son hareket olan omuz hareketine gelmişti..
o anda 'o'nu gördüm.. omuz hareketinin aleti, sakince bana bakıyordu..
bu makina, çeşitli ebat ve kilolardaki ağırlıkların bağlı olduğu bir barı, dik bir biçimde oturarak, kol uzunluğu hizasında kaldırıp indirmek ve bu hareketin kişinin omuz kısmını güçlendirmesi esasına dayanarak işlev görüyordu.. vücut geliştirme uzmanlarınca omuz için, en yararlı aletlerden biri olarak gösteriliyordu.. alemde shoulder push olarak da nam salmıştı.. ama bunların hepsi benim açımdan önemsizdi.. çünkü bu alet, benim müstakbel hayat arkadaşım olacaktı ileride.. o anda bunu bilmem imkansızdı ama, inanır mısınız, hissediyordum.. aşkı hissedebilir misiniz?.. ben hissettim..
bu alet benim kocam olacaktı..
her harekette minimum 5 kilo çaktığım kıl fatih, beni bu harekette yere serdi adeta.. ilk günün heyecanından belki de, boş, ağırlıksız barı bile zar zor kaldırıyordum.. nefes nefese bitirdiğimde ise, kıl fatih ''hahaha nası sktim olm.. kocam dicen bana bundan sonra.. hatta bu hareket kocan senin hohaoahoahoa..'' diye densizce gürledi..
ben de utanıp kızararak, çekingence ''sussana olm, duyacak..'' dedim.. fatih anlamamışçasına suratıma baktı ve sırıtmaya devam etti.. ben de kafamdan bu herifi tanımlayan 'kıl' sıfatının yanına bir de 'mal' sıfatını koymayı kararlaştırdım.. salondan çıkarken göz ucuyla alete baktım.. fütursuzca beni kesiyordu..
sonraki bir ay çok çabuk geçti.. salona her gelişimde shoulder push aletinin yanında alıyordum soluğu.. ben anlatıyordum kendimi, o dinliyordu.. sessizdi genelde.. ama buna karşılık, çok renkli ve hareketli bir seks hayatımız vardı.. aletin gerektirdiği hareketi her yapmayı denediğimde beceremiyor, adeta shoulder push'un altına yatıyordum.. bu durumun beni rahatsız etmesi gerekir ve beklenirken, içimde yeni yeni tomurcuklanan değişik hissiyatla başedemiyor, açıkçası etmek için de bir neden bile göremiyordum.. shoulder push benim gayr-i resmi kocamdı ve cılız omuzlarım, aşkımızın kanıtı ve meyveleriydi..
iki hafta sonra yıldırım nikahı bastık.. kıl ve mal fatih'i ise çağırmadık.. ismimi ise rapper push diye kaydettirdim.. çok mutluydum.. artık evimin ninjası olacaktım..
cicim ayları güzel geçti aslında, şu anda geriye baktığımda bunu görebiliyorum.. ama bir şeyler eksikti ve bunu ikimiz de biliyorduk.. sevişmemiz ise bu açığı kapatmakta gün be gün yetersiz kalıyordu.. kendimi kullanılmış hissediyordum.. her gün yemeksepeti ile pideleri söyleyen ben, ev işi yapan ben.. herifin ihtiyaçları karşılamak için seferber olup, hareketi yine yeni yeniden yapamayıp yorulan ben.. o ise oturmuş iddaa bülteni okuyor her gün..
burama gelmişti artık.. bir gün omuz hareketini yapmayı reddettim.. ''daha çok bench press'e ağırlık vermek istiyorum..'' dedim.. bana 5 kiloluk dambıl fırlattı.. gözüm morarmıştı.. ben de eski spor
salonuma gittim.. artık dönüş yoktu.. bu birliktelik bitmeliydi..
hakimin şiddetli geçimsizlik nedeniyle tek celsede boşnamamız ile birlikte sanıklardan rapper ninja'nın (yani benim) akli sağlığının yerindeliğinin tespitini istemesi uzun sürmedi..
tek celsede boşandık.. delilik muayenesinden ise yırttım..
sonraki iki senem hakikaten çok zor geçti.. shoulder push beni geri istiyordu ve kendini affettirmek için üzerinden ağırlık atmayı bile teklif etti.. cevabım netti;
''hayır.. bu aşk baştan bir hataydı zaten..''
kıl ve mal fatih de, sağolsun, kafamı dağıtmam için beni gezdirip duruyordu.. bir gün bir çocuk parkında otururken, ufak bir dönme dolaba bindik.. birden fatih şaka olsun diye çevirmeye başladı aleti..
midem her zaman hassas olmuştur.. dur diye bağırmama rağmen sırıtarak çevirmeye devam etti kıl, mal ve orospu çocuğu fatih.. kusarak bayılmışım..
ayıldığımda kıl, mal ve orospu çocuğu fatih başımda duruyordu.. ''haha yeni bir koca alet buldum sana, nah işte bu dönme dolap hojaojao..'' dedi.. dolaba alıcı gözüye baktım, fena değildi.. şeytan dürttü..
''neden olmasın'' dedim..
bir-iki ay çıktık.. sevgilimin lokasyonundan ötürü genelde parkta takılıyorduk.. bir gün parka elimde lokumlarla geldiğimde, shoulder push'u gördüm.. sarhoştu ve dönme dolap ile tartışıyordu..
tahminimce ''erkek adam dönme olur mu lan?..'' şekli bir şeyler söylüyordu ama benim tek görebildiğim barını kendi kendine hızlıca indirip kaldırmasıydı.. dolap da buna, jet hızıyla dönerek karşılık veriyordu.. iki alet benim için tartışıyordu, hatta kavga ediyordu..
''yeteeeeeer!..'' diye bağırıp oradan kaçtım.. uzaklara kaçtım..
kıl, mal ve orospu çocuğu arkadaşımı aradım.. ''bira var mı lan?..'' dedim..
varmış..