zaman

entry2158 galeri video11 ses2
    1813.
  1. uzay - zaman bükülmesi ve zamanda yolculuk konuları baz alındığında farklı boyut katmanlarının varlığı giderek gerçeklik kazanmakta.

    mesela geçmişe/geleceğe yolculuk konuları hususuyla ilgili olarak uzay - zaman bükülmesi hakkında çeşitli çıkarımlar yapılıyor. ben bu konuya biraz değinmek istiyorum.

    En basit haliyle an kavramından yola çıkacak ve anların zincirleme ya da idrak edemediğimiz kaotik dizilimleme yöntemiyle zamanı oluşturduğunu varsayacak olursak; zaman, tek boyutlu çizgisel bir düzlemdir diyebiliriz. o çizginin uçları, biz insanoğlunun geçmiş ve gelecek olarak götünden tanımladığı, aslında kuantum literatüründe mutlak sıfır (zamanın durduğu an) ve ışık hızı (zamanın aşıldığı an) olarak nitelendirilen, diğer boyut katmanlarına (paralel evrenlere) geçişin alt ve üst sınırı olan değişmez sabitlerdir. kuantum fiziğine göre uzay - zaman bükülebilir olduğundan ve kainat, bu bahsettiğim zaman düzlemi içerisinde sıkıştırılmış bir bilgi olduğundan, evrenin doğal kozmik enerji döngüsünün bağıl hareketlerine göre (kara deliklerin etki ettiği alanlardaki kütlesel değişimlere göre) bu çizgisel düzlem uzar yahut kısalır. bununla birlikte evrenin bazı bölgelerinde zaman faktörü, insan algısının dışında farklılık gösterir. atıyorum x koordinatında 3 birim an ilerlerken, y koordinatında 5 birim an ilerleme kaydeder. şöyle düşünün. bizler dünyanın içerisinde bulunduğumuz için onun eksen ve yörünge hareketlerini hissedemiyoruz. zaman denen çizgisel düzlem içerisinde tüm kainat bulunuyorsa bu bükülmeyi insanın algılaması mümkün olabilir mi? tabi ki de hayır. Bizler bu olayın matematiksel izahını mevcut imkanlar dahilinde pratiğe dökemeyeceğimiz için deneyimleme fırsatını elde edemeyecek ve zaman içerisinde yolculuk yapılamayacaktır. Zira zamanı bükmeye ne kütlemiz ne de olanaklarımız yetebilir.

    Ve yine biz insanoğlu ne yazık ki zaman denilen olguyu birimlendiriyoruz. bu durum, sanki zaman unsurunun geriye ve ileriye gidilebildiği sanılgısını doğuruyor. halbuki "an" denen birim, hızlı yahut yavaş fark etmeksizin oluşmaktadır ve "tektir". yani zaman tek bir çizgidir. hızlı ya da yavaş gelişen her hareket, her eylem, her olay o tek düzlem içerisinde vuku bulmaktadır, buluyor da, bulmaya devam ediyor da. bakınız zaman içerisinde seyahat etmek, klişe sanılgıları aksine geçmişe/geleceğe yolculuk etmek demek değildir. tek bir düzlem üzerinde yön fark etmeksizin ilerlemeniz hala o yolda olduğunuzun bir göstergesi değil midir? önemli olan zamanın sabit uçlarına ulaşabilmek; bir alt boyuta inmek ya da bir üst boyuta ulaşmak.

    Geçmiş denen kavrama yani mutlak sıfıra inmek demek, zamanı olabildiğince -/+y istikametinde büküp (bu ancak devasa bir uzay hacmini, bir elektronun hızını kesecek derecede soğutma işlemine tabi tutarak gerçekleştirilebilir), geçmişi yani mutlak sıfırı kendi bulunduğumuz kütlesel noktaya çekmek/yakınlaştırmak suretiyle mümkün olabilir. böylesi bir durumda zaman yavaşlar, hatta (o bölge için) durdurulabilir. anladığınız üzere zaman, x ekseninde sabit bir konumdayken büküldüğünde düzlem boyunda kısalma olacağından 0'a daha çok yaklaşacaksınız. bakın burada seyahat yok. siz o sabit noktaları kendi ayağınıza getiriyorsunuz hepsi bu. bir de zamanı yavaşlatmanın aksine, uzay içerisinde belirli bir devasa kütlenin ışık hızında hareket etmesi o koordinat bölgesinde zamanın hızlanmasına ve hatta zamanın aşılarak (enerji formuna dönüşerek) bir üst boyuta açılan çekim alanı yaratılmasına zemin hazırlayabilir. bu olayı teorik olarak koordinat düzleminde, zaman denilen çizgisel düzlem üzerinde yani x ekseninde herhangi bir noktadan -/+y istikametinde bükerek zamanı hızlandırmak suretiyle (ışık hızı sabitini o bölgeye yaklaştırmak suretiyle) gerçekleştirebilmek mümkündür.
    6 ...