Avrupa kadın cinayetlerinin en fazla işlendiği 2. kıta durumunda. Avrupa'da kadın cinayetleri oranı (%28) Türkiye'den ve dünya ortalamasından 7 puan daha fazla.[3] Avrupa cinayetten dolayı hüküm giyen kadın oranında da birinci sırada. Toplumsal cinsiyet eşitliğinde bir numara olan izlanda, tecavüz oranları verilen 50 ülke arasında kadınların en fazla tecavüze uğradığı 4. ülke... Toplumsal cinsiyet eşitliğinde 2 numara olan Finlandiya 7. sırada yer alıyor.[4]
Demek ki sorunu başka yerlerde aramak gerekiyor.
Kadına şiddetin en önemli nedeni;
· Alkol ve neden olduğu akıl yitimi,
· Kapitalist emek sömürüsü ve menfaati önceleyen koşullar,
· Hazzı, erotizmi ve rekabeti önceleyen neoliberal yaşam koşullarıdır.
Araştırmalar şunu ortaya koyuyor. Alkol tek başına kadına şiddeti 18 kat daha fazla arttırıyor. Kumarla birlikte alkol kadına şiddeti 50 kat daha fazla arttırıyor. Öfke ve haz kültürü arasındaki ilişki üzerinde yeterince durmuyoruz. Herkesin almaya ve kazanmaya odaklandığı bir dünyada, empatinin, diğerkamlığın, acımanın ve hoşgörünün hâkim olmasını nasıl bekleyebiliriz.
Tüm bunlara rağmen kimse alkole yasağı, kadını ve erkeği strese sokan kapitalist ekonomiyi ve aileleri parçalayan avm/popüler kültürü eleştirmiyor. Sömürü de devam ediyor. Kadının cinsel bir obje olarak kullanılmasına, ucuz iş gücü olarak sömürülmesine, çocuklarından koparılmasına ses çıkarmayan, bu trajik durumu yapay birkaç cümleyle geçiştiren “kadın hakları ve kadına şiddet” söylemi ciddi, tutarlı ve ahlaki değildir.