he canım atatürk de sanki açıp o ziyaretçi defterini okuyordu da, bu tip şeyler onun moralini bozsun veya benim veya senin...
şunu algılamak gerek, ortaçağdan kalma bir kültür de olsa, her ülke gelen ziyaretçisine güç gösterisi yapar gibi bazı zorlukları protokolleri önüne serer, örneğin eski pers kralları aslında kendi vezirine halkına böyle uygulama koymamışken dışarıdan gelen elçileri 100 metrelik bir avluya alır, avlunun diğer ucunda kendi oturur. elçinin krala ulaşabilmesi için 100 adım yürümesi gerekir ama öyle kolay kolay yürütmezler adamı, her bir adımda bir secdeye kapanır, kafasını kaldırmadan bir adım atar ve tekrar secdeye kapanır...
aynı şey selçuklulardan beridir türk hükümdarlarında da vardır, perslerden kalma...
günümüzde de çoğu ülke böyle aşağılayıcı şekilde değil ama yine de bazı zorunlu protokoller koyup gelen elçiyi sindirir, bastırır, sıkılmasını bunalmasını sağlar, böylece masa başında kendilerine diklenen bir adam görmek istemezler...
türkiye'nin protokolü de anıtkabirdir, bir tepenin başındaki bir anıta götürürler, o merdivenleri zorunlukla çıkartırlar, hiç tanımadıkları bir adam hakkında zorunlu olarak övgü sözleri yazdırmak zorunda bırakırlar...
şimdi size bir anektot;
bu memlekete ingiliz kralları dahi gelmiştir, kimseye baş eğilmemiştir, 50 yıla yakındır da bu anıtkabir buraya gelen çoğu kralı devlet başkanını sindirmiştir, bir tek kişiyi anıtkabire götürmemişlerdir, o da geçtiğimiz sene gelen arap kralı, sonra bizim koskoca başkanlarımızı onun karşısında görmüşsünüzdür. adamın sağkolu gibi oturdu koskoca cumhurbaşkanı, o dürzüyü de çıkarsaydın o merdivenlerden, 150 kiloluk cüssesiyle, gör bakalım o yorgunlukla abdullah gül'ün ayağına kapanırdı o...