"tatlı tatlı emdiğiniz şekerin birdenbire kırılarak, içinde gizlediği peltemsi ve alabildiğine ekşi sıvının ağzınızın içinde dağılıvermesi benzer şu özne; biz.
lav gibidir aynı zamanda. tek ve mutlak bir kaynaktan fışkırdığı halde, sanki her yerden boy vermiş ve her yere aitmişçesine, pervasızca dört bir yana yayılan, yoluna çıkan her şeyi istinasız, ayrımsız eteklerinin altına alani kendi dışında bir varlık kalmayıncaya değin tüm bir yaşam alanını kaplayan, yakıcı, kavurucu, fetih tutkunu lav gibi.
tanrı böyle konuşur kutsal kitaplarda. tüm yaratma, yok etme, cezalandırma, mükafatlandırma eylemlerini anlatırken, "biz" diye hitap eder.
bir de anneler böyle konuşur çocuklarıyla; "acıktık mı?" diye sorarlar mesela . "bakmayın amcası böyle yaramazlık yaptığımıza, aslında biz çok usluyuzdur," derler.
alınan kararlar, yapılan tercih tamamen onlara ait olduğu halde, ortada iki ayrı benlik ve bellek değil de, som ve sonsuz bir bütünlük varmışçasına katarlar berikinin varlığını kendi varlıklarının hudutlarına tanrı'nın kuran'da annelerin çocuklarına hitap ederken kullandığı "biz"in formülü; (biz= ben + sen) değil,(biz= ben+ ben olmayan herşey)dir. böyle bir biz'in dışında kalmak mümkün değildir. *