masa başı sohbetleri(ana başlık, kırmızı kalemle ve büyük harfle)
fiskos masası başı sohbetleri (yan başlık, kırmızı kalemle lakin küçük harfle)
kadın: bunların hepsinin kaynanası, eltisi, görümcesi vardır, kaynı vardır. derdi vardır abi. kocası var bikere, aboouv bunalımlardan bunalım beğen. (bunu yazdığımı gören nişanlım yüzüğü attı gitti. pis herif)
fiskos masası: üzerine vazo konur, resim çerçevesi konur, küllük konur, biblo konur, kahve fincanı konur. başka da bi sik konulmaz. ama ele alınması gereken esas obje kahve fincanıdır. türk kahvesi yapısında barındırdığı mofitassin enzimisayesinde vicutta bulunan fiskos hormonunu uyarır, beynin akrabalık ilişkilerini yürüten kısmını deliye döndürür, ağzı bozar, yer yer tüylenmelere ve kepek sorununa sebep olur.
var gerisini sen düşün. ne eltiler, ne görümceler harcanır fiskos başıda. ne gözyaşları dökülür, ne bilezikler şıkırdar, ne böğürler yumruklanır, ne dizler çürütülür
ne tatlılar değil mi? hiç bir paranoya bu kadar sevimli gelemez insana.
burma bilezikli teyzelerin harman olduğu bu topraklarda 'günler' hiç bitmesin. hep kısır yapılsın, hep mercimekli köfte anında tükenirken kek olduğu gibi kalsın. süregitsin dolar günleri, altın günleri..