Mahalle maçları, dokuz taş, istop, kartal...
Patlayan şeker, sulugöz sakız, tipitip, bumbo, cino...
Bir de evimizin boyunu geçen kavak ağacı... Çatısı yoktu oturduğumuz evin. En üste çıkıp ağacın gölgesinde oturup içimde kalan ne varsa anlatırdım. En çok da dayımdan bahsederdim. Onu çok özlediğimi, ona söyleyemediğim herşeyi o kavak ağacına anlatıp ağlardım onu göremeyeceğim için.