Yoktur. Asıl "iç güzelliği hiç önemsemeden sadece dış güzelliğe kanan" insan saftır. Çünkü iç güzelliğe inanan bir insanın kötü olması beklenemez. "Kötü olmamak" ise zekanın göstergelerindendir. Kötü olmak için zekaya gerek yoktur; sadece zalim olmak yeterlidir. Zaten kötülük; zekâ yoksunluğunun, vicdan yoksunluğunun sonucudur.
iyi olmak ise zekâ gerektirir. Çünkü bir sözü, insanları kırmadan dile getirebilmek için empati ve sempati kurmak, önce kendini karşındaki insanın yerine koymak, düşünerek konuşmak gerekir. Herkesin kapasitesi ise buna yetmez. Sadece zeki insan bunlara dikkat edecek kadar ince düşünebilir.
zekâdan ve vicdandan yoksun olan insan ise bunlara dikkat edecek yetkinlikte olmadığı için kötü olur.
"Deha kötülük ile birlikte bulunamaz." Sözü bu yüzden söylenmiştir. Zeki insanların iyi ve kibar olmasının sebebi de budur.
Bu yüzden "iyi karakterli olmayan; ama yakışıklı bir kişi" umrumda olmaz. ilk anda yakışıklılığı ilgimi çekse bile, iyi karakterli olmadığını gördüğümde kaçarım.
iyi karakterli olan; ama yakışıklı bulmadığım birinden kaçmam.
Ama hem iyi karakterli hem yakışıklı bulduğum kişiden etkilenirim.
"Peki, Bunlardan daha etkileyici olanı nedir?" Diye sorarsanız, cevabım: "iyi davranış"tır.
"insan, zekâ karşısında saygıyla eğilir; ama iyi davranış önünde diz çöker." Sözü çok doğru.
Zaten iyi davranış, zekanın bir sonucudur...
Bu yüzden ben de iç güzelliğe inananlardanım.
Evet, egzersiz yapıyorum; inceliğimi, formumu korumaya özen gösteriyorum; diyet yapıyorum; ama iç güzelliğe de önem veriyorum.
Çünkü şuna çok şahit oldum; biz kalbimizi temiz tuttuğumuz sürece, iyi ve güzel düşündüğümüz sürece, hayat da bize iyilik ve güzellikler getiriyor.
O yüzden kalbimizi daima temiz tutmalı, iyi ve güzel düşünmeliyiz.