öncelikle ben bu olayın sadece kendime olduğunu zannederdim. sanki esrarengiz bir olaymış, küçükken uzaylılar kaçırmış benide, içime çip koymuşlar ondan kaynaklanıyormuş gibi. neyse velhasıl kelam kendimi fazla önemsiyormuşum.
Kes saçmalamayı sadete gel diyorsanız. Tamam tamam.
lise dönemlerinde sabahın ilk saatleri daha güneş ışınlarının saniyede 300.000 km hızla dünyaya gelmesine rağmen izmir'i aydınlatmaya yetemeyeceği kadar erken saatlerde annemin ''hadi kalk hazırlan geç kalacaksın'' bağırtılarını duyardım. Nedense her sabah geç kalma ihtimalim vardı ona göre. annemin bu sesinden sonra ben yataktan fırlar, yüzümü yıkar, kahvaltıya otururdum. yemekten sonra o kış günü soğuktan yünleri donmuş üniformayı giyer lanet ders programını hazırlar yükümü alır kapıya çıkardım. Ayakkabımı sağ ayak besmeleyle giyip tam adımımı dışarı atacağım ki...
off. Lanet olsun her sabah aynı rüya. meğer daha o sıcacık sevgi dolu yatağımda yatıyor muşum. böle işin içine koymamak işten değildi fakat her sabahta bu işlem için testesteron hormonumu harekete geçiremezdim.
lise boyunca bu böyle sürdü gitti. üniversiteye gideceğimde bu düzene bir dur demeliydim ve ikinci öğretimi yazdım sorunu çözdüm. sorun sabahlardaymış. Lanet olası rüyalarım.
bu dertten mustaripseniz ikinci öğretim yazın, derde tasaya beyinde oluşan hasara son. hade kal sağlıcakla uuser.