* bir sabah soğuk suya tuttular onu. arsenik kokulu şehir şebekesi... bir türlü alışamamıştı o kokuya. bütün keskinliğini içine gömdü, yüzü tahriş etti... reva mıydı?
bir vakitler yosun kokusuyla uyanırdı oysa. yüzünü yalayıp geçen yakamozlarla uğurlardı günü. yıllar çok şey aldı götürdü ondan. bilmem kaç tonluk bir gemiyken, yeni yetme züppelerin alaycı bakışları arasında ıskata çıkardılar. Sonrası hurdalık, fabrikalar... Öyle bilendi ki neye temas etse kesiyor, içindeki öfkeyi yine de bastıramıyordu. sonunda umudunu yitirdi, köreldi.