yazılarında ‘göt’ kelimesini açık açık kullandığı için mahkemeye verilen can şairdir.
adı geçen mahkemedeki sözlü savunmasını ‘ne diyeyim hakim bey? bizim köyde göte göt derler’ diyerek bitirir.
ancak savunmasından önce bir fıkra anlatır mahkeme heyetine.
fıkra şöyledir:
bir köyde ateşli bir hasta vardır. köylüler hastayı kasabadaki doktora getirir. doktor hastaya fitil verir ve köye döndüklerinde hastaya fitili 'anüsten' vermelerini söyler.
köylüler tabi 'tamam doktor bey’ deyip köye giderler.
köydeki herkese sorarlar ama kimse anüs ne demektir bilemez.
bu nedenle bir türlü ilacı da veremezler hastaya. hastanın durumu da gitgide kötüleşmektedir.
bunun üzerine köylü, doktora telefon etmeye karar verir ama kimse buna yanaşmaz.
durumun önemine binaen muhtar aramayı kabul eder. bütün köylü toplanır santrale, muhtar arar; ‘biz ne yapacağımızı bilemedik doktor bey’ falan der.
karşıdan doktor bir şeyler söyler. muhtar döner arkasına: ‘makattan verin dedi doktor’ der.
yine tüm köye sorarlar, komşu köylere birilerini yollayıp sordururlar falan ama makatın ne olduğunu bilen yine yoktur.
hasta neredeyse gitti gidecek, ateşler içinde kıvranıyor. ihtiyar meclisi toplanır. son çare, doktorun bir kez daha aranmasına karar verilir. yine kimse aramak istemez doktoru. nihayetinde biri kandırılır, telefonun başına geçer, ama bir yandan söylenmektedir:
‘çok kızacak doktor, çok‘ diyerek.
sonunda telefonu açar, durumu anlatır, doktor bir şeyler söyler yine. telefondaki köylü, yüzü allak bullak, arkasını döner:
‘ben çok kızacak demiştim size; fitili götüne sokun dedi’ der.