istedikleri şey sadece daha güzel bir ülke, yaşadıkları yeri daha güzel yerlere getirebilmek, çevrelerinde bulunan herkese eşit özgürlükler sağlamak, hep daha iyiye, daha güzele götürebilmektir. aralarında bulunmayan, kulaktan dolma bilgilerle yetinenler tabi ki cahillik, heves olarak görecektir. boşu boşuna gazete dergi satmazlar. yeri geldiğinde evlere girip, teyzelerin amcaların derdine ortak olurlar. yeri geldiğinde pazardaki ülkücü bıyıklı amcaya ''siz ülkücüsünüz değil mi?'' diye sorarlar, korkmazlar. ''bizi bölmek istiyorlar, birbirimize düşürmek istiyorlar.'' derler ''oyuna gelmemeliyiz''. herşeyin farkında olarak, cahildirler ya bu yüzden. bir şeylere karşı çıktıklarında bir müddet sonra kimseyi bulamazlar arkalarında. işine gelince sizi savunur işine gelince arkanızdan sizi kötüler, size boş işlerle uğraşıyor diyenler. komüniste, yeri gelince anarşiste çıkar bu insanların adı. cahil de olurlar, komik de olurlar. tek istedikleri herkese gerçekleri gösterebilmektir. evet gazete satarlar, dergi satarlar. bunu taksimin, kadıköyün göbeğinde değil, kayışdağında, üsküdarda bir pazarda da yaparlar. kıyıdaki köşedeki evleri de gezerler. sırf herkesin derdini tasasını paylaşabilmek için. herkesle ''bir'' olunabileceğini gösterebilmek için. felsefe okur, opera okur, kitap okur, bolca okur bu insanlar. ama yine de cahillerdir, yine de yaranamazlar. bu kulaklarını da gözlerini de kapatmış halka ne yapmak isediklerini bir türlü anlatamazlar, cahiller, boşlar ya, ondan.