derdimi anlatamamaktan muzdaribim yıllardır. hep yersiz eleştiriler kapladı hayatımı. her çevrede memnuniyetsiz ve gergin tipi oynadım hayatım boyunca. şahsıma münhassır içsel acılarla uğraşmakla meşguldüm uzun seneler boyunca. önüme çıkan fırsatları tepmekte uzmanlaşmıştım artık. fazladan aldığım her kilo kambur gibi üstüme çökmeye başladı bazı dönemlerde. aslında zayıf bile sayılırdım ama çevreden duyduklarım bu yönde değildi. hep başkalarının tavsiyeleriyle hayatıma yön vermeye çalıştım. edebiyat derslerinde şair bana seslenmiyordu, adeta bağırıyordu satır aralarında; yaşama diye. işte o dersler sırasında yan sırada seni görüyordum. umursamaz tavırların şairin savını güçlendiriyordu. ölmem gerekliydi. yaşamamın kimseye bir getirisi yoktu zaten. bu düşünceye iyiden iyiye ısınmaya başlayan ben, senin hayalinle yaşama tutunmaya çalışıyordum ısrarla. günler ayları kovaladı ve o sürüncemede gecen günler nihayet buldu. başımı çevirdiğimde artık seni görememek benim hayata olan bağımı iyice koparmaya başladı. zaten bana ayak uydurmakta zorlanan hayat şimdi en sabır gerektiren dönemini sunmuştu bana. katlanmayı emrediyordu şartlar. katlandım. tüm iç sıkıntılarımla birlikte katlandım. ve nasıl olduğunu anlamadım ama devir tekrar eskiye döndü. yeni başlangıçlar arifesine geldim. ve işte şimdi yine karsımdasın. bir hareket bekliyorsun biliyorum. yılların verdiği özgüvensizlik içime öyle işlemişki tepki veremez hale gelmiş durumdayım. ama sana söz veriyorum. yakın zamanda karşına cıkacağım. tüm takıntılarımdan arınmış halde. bekle canım bekle... az kaldı.